İSMAİL
SARIÇAY
e-mail:isaricay@gmail.com
Yaklaşık bin yıl önce batıdaki insanlar
doğu ülkelerinin çeşmelerinden Bal,ırmaklarından altın ve inciler akıyor
diye inandırılıp,bunlara sahip olmak için bütün Hıristiyan halkları haçlı
seferlerine hazırlamışlardı. Büyük ordular kurulup, Müslüman ülkelere,
adına Haçlı seferleri denilen kanlı saldırılar düzenlenmişti. Bin yıl
sonra,çok yakın zamanda Papa II.jan Paul, tarihteki bu acı olayları
kastederek, bütün İslam aleminden Haçlı seferleri için özür dilemişti.
Aslında en doğrusunu yapmıştı. Bu davranış dinler arası diyalog ve barış
için önemliydi.
Ne yazık ki,son A.B.D’de meydana gelen
terörist saldırıların sonunda(Bu saldırıları daha önceki yazımızda
şiddetle telin etmiştik),A.B.D başkanı Bush, verdiği talihsiz bir demeçte
“Haçlı seferi” düzenlemekten bahsetmektedir. Her ne kadar sonradan yanlış
anlaşıldığını söylediyse de,dünya lideri kabul edilen birisinin tarihin
karanlık sayfalarında kaldığını sandığımız haçlı zihniyetini bizlere
tekrar hatırlattı. Dileğimiz bu sözlerin gerçekten yanlış anlaşılmış
olmasıdır. Yoksa A.B.D dünyadaki saygınlığına ve güvenirliğine gölge
düşürmüş olacaktır. Çünkü tarihte yaşanılan o saldırılarda Avrupa’dan
Kudüs’e kadar taş taş üstünde ve baş baş üstünde bırakılmamıştı.
İnsan düşünmeden edemiyor. Acaba orta
Asya’da ve Orta Doğuda bulunan petrol borularının içinden akan siyah
petrol altın,bütün yer altı kaynakları da uranyum ve elmas mı? olarak
kabul edilip,bunlara sahip olmak için yine haçlı seferlerinden
bahsediliyor. Artık bu tip düşünceler şu modern dünyada konuşulup
dillendirmeyi bırak, akla bile getirilmemelidir. İnsanlık bu tip tarihin
acı sayfaları arasında kalan olayları artık yaşamayı bırak, hatırlamayı
bile istemiyor.
Belli inançtaki
insanları potansiyel suçlu olarak kabul etmek kadar yanlış ve tehlikeli
bir düşünce olamaz.İnsanların inançlarıyla oynanmamalı,inançları ulusal ve
uluslararası çıkarlar için kullanmamalı,bu yüzden insanlar karşı karşıya
getirilmemelidir. Dolayısıyla dünya barışında sorumluluğu olan devletler
ve kişiler daha dikkatli olmak zorundadır.
Marjinal kişi ve
grupların yaptığı terör dolayısıyla bütün bir devleti,milleti veya dini
hedef almak,suçlamak,hatta daha da ileriye giderek toptan imha hareketine
girişmek, yanlış olduğu gibi insan haklarına da, uluslararası hukuka da
aykırıdır. Kendi koyduğumuz kuralları çiğnemek ve tanımamaktır.
Teröre,terörle karşılık vermek yerine,uluslararası hukuk kuralları
işletilmelidir.
Bütün insanlık,maddi
ve manevi çıkarlar için terörizmi ve her türlü savaşı araç olarak
kullanmayı reddetmeli,bu konuda sesini yükseltmeli,terör ve savaş
çığırtkanlarına fırsat vermemelidir.
Politika gzt.yay.tar:18.09.2001