Ramazan ayının İslam âlemi ve tüm Müslümanlar için
diğer aylardan ayrı bir kutsallığı, apayrı bir
karşılanışı ve yaşanış şekli vardır.
Ramazan ayı
başlamadan daha birkaç gün öncesinden bütün toplum kesimlerini
büyük bir heyecanın ve mutluluğun kapladığını görürsünüz.
Sokaklar
esnafımızın “Ramazan bereketi” dediği alış verişlerle bir anda
canlanıverir.
Ramazanla
birlikte birbirini görmeyen konu komşu birbirini görmeye başlar.
Birbirlerine
yemekler ve tatlılar ikram ederler.
Birbirine küs
ya da kırgın olan birçok insan, Ramazan dolayısıyla barışarak
küskünlükler ve kırgınlıklar ortadan kalkıverir.
Toplumumuzun
yardımlaşma ve merhamet duygularının zirveye çıktığı aydır Ramazan
ayı.
Ramazan
dolayısıyla medya kuruluşları Ramazanın ulviyetine uygun
programlar hazırlayarak halkımızın beğenisine sunarlar.
Çeşitli
televizyon kanallarının hazırladığı ve sunduğu iftar ve sahur
programları halkımız tarafından en çok izlenen programlar olur.
Yazılı basında
ise birçok köşe yazarımız eski ve yeni ramazanlarla ilgili
görüşlerini aktarırlar.
Yine basın
organlarının büyük çoğunluğu birbirinden güzel dini sayfalar
hazırlarlar.
Çeşitli dini
kitap, kaset, CD, VCD vb. ekler sunarak halkımızın bu manevi
havasına ortak olmaya çalışırlar.
Bu ayda
fakirler ve yoksullar görülüp gözetilir.
Açlar ve yolda
kalmışlar nispeten doyurulur.
Toplumsal
dengesizlikler azda olsa tolere edilir.
O katı ve sert
gönüller bir anda bu ayda yumuşayıverir.
Basın ve yayın
organlarında sık sık dile getirildiği gibi ramazan ayında her
türlü hırsızlık, arsızlık, fuhuş, tecavüz, cinayet vb. toplumsal
hastalıklarda gözle görülür azalmalar meydana gelir.
Evlerimizde bu
ayda biraz daha canımızdan ve malımızdan emin olarak uyuruz.
Alkol
müptelası olan birçok vatandaşımız Ramazana saygı bakımından
Ramazan boyunca içmemeyi yeğler.
Hatta birçok
meyhanenin, içkili yerlerin camlarında şu yazıyı
görürsünüz.”Ramazan dolayısıyla kapalıyız”.
Sadece bu olay
bile insanlarımızın Ramazana karşı gösterdikleri saygının
seviyesini göstermesi bakımından önemlidir.
Yılın diğer
aylarında zirvede olan dedi kodular birden yelkenleri indirip mola
verir.
Çevremizdeki
birçok insandan duymuşuzdur. Ramazanın verdiği huzur ve güven
keşke yıl boyu devam etse diye.
Ayrıca Ramazan
boyunca zenginlerimizin yardım etme duygularının yükselmesi, fakir
ve yoksullara kaynak aktarımı sonucunu da doğurmaktadır.
Birçok
şehrimizde belli yerlere iftar çadırlarının kurulması, çeşitli
yerlerde iftar yemeklerinin verilmesi, eleştirilere maruz da kalsa
takdire şayan davranışlardır.
Bu
uygulamalarla bir dilim ekmek ve bir tas sıcak çorbaya hasret
insanlarımızın hiç olmazsa bu ayda karınları doymakta ve açlıktan
bir nebze de olsa kurtulmaktadırlar.
Dileğimiz
bütün varlıklı insanlarımızın, her zaman fakir, fukara ve
yoksullara yardım ellerini uzatmalarıdır.
Bu vesileyle
açlıktan, ilaçsızlıktan biçare olan vatandaşlarımızın ıstırapları
az da olsa dindirilebilsin.
Böylece
Ramazan dolayısıyla “zenginlerin mallarında fakirlerin de hakları
vardır” prensibi uyarınca, fakirler bu haklarından nispeten bir
kısmına sahip de olmuş olmaktadırlar.
Ramazan ayının
getirdiklerini hepimizin de gözlediği gibi ne baskıyla, ne her
hangi bir kanunla, nede bir başka yaptırımla sağlamak mümkündür.
Halkımızın
gönül derinliklerinden fışkıran bu güzellikleri kelimelerle ifade
etmenin ne kadar zor olduğunun sanıyorum herkes farkındadır.
Tüm halkımızın
Ramazan ayını kutluyorum.