İSMAİL SARIÇAY

E-Posta: isaricay@gmail.com

 AHİLİK-1

Her yıl 12 Ekim ile 18 Ekim tarihleri arası ahilik haftası olarak kutlanmaktadır. Bu bir hafta boyunca çeşitli esnaf kuruluşları, değişik etkinliklerle Ahilik haftasının tarihimizdeki, sosyal ve ekonomik hayatımızdaki önemini içeren etkinlikler yapmaktadırlar.

Maalesef Türk esnaf tarihinde ahiliğin yeri bu gün hala doldurulamamıştır. Önemli ve tarihi bir sivil kuruluşumuz olan Ahilik, önemine binaen bu gün yazımızın konusunu teşkil etmektedir.

Ahilik; Anadolu’daki Türk esnaf ve sanatkârlarının belli prensipler dâhilinde oluşturdukları çok sağlam insani temellere oturmuş en eski sivil Türk kuruluşudur. Kelime anlamıyla “Ahi”, kardeş anlamına gelmektedir.

Ahilik bu günkü sendika ve odaların temelini oluşturuyor. Türkler tarafından kurulan ve tamamen milli olan bu teşkilat, esnaf, sanatkâr ve üretici birlikleri ile bu birliklerin uyguladıkları ahlâkî, siyasî, askeri, iktisadî, felsefî duygu ve prensipler anlamına geliyordu.

Ahilik teşkilatı Anadolu'da birliği, ekonomik refahı, toplum düzenini sağlayan ve halkın maddî, manevî tüm ihtiyaçlarına cevap verecek tarzda örgütlenmiştir

Ahilik 13. Yüzyılda Anadolu'dan başlayarak Orta Asya’ya, Balkanlar ve Kırımdan Orta doğuya kadar uzanan köklü bir teşkilattı.

Ahilikte temel anlayış, “kendin için istediğini önce başkası için isteme” temeline dayanıyordu. Yani Empati temel alınıyordu.

Hem sosyal hayatı, hem de ekonomik hayatı düzene sokan ahilik teşkilatı, Anadolu ve çevresinde insanların birbirine güvenini, mal ve hizmetlerin kalitesini en üst sevide tutmasını başarmıştır.

Bu gün bu prensip ve anlayışlardan öğreneceğimiz çok şeyler olmalıdır. Yaşadığımız bu çağda yemin billâh, yalan dolan, çal, çarp, aşır, kandır, göz boya sat, parayı kap anlayışı ahilik prensiplerinin yanında ne kadar vahşi ve ahlaksızca olduğunu daha iyi anlıyoruz.

Ahiler sanat ya da meslekleri için gerekli ham Madde sağlanmasından tutun da onun işlenişine ve satışına kadar, her aşamayı inceden inceye kurallara bağlamışlardır.

Bu durum hem meslek erbabı hem de üretici-tüketici arasındaki ilişkilerde haksız rekabet, haset ve kavga gibi sürtüşmeleri de ortadan kaldırıyordu.

Ahi örgütüne giren esnaf ve sanatkârlar, standartlara uymayan düşük kaliteli mal ve hizmet üreten, yalanla ve hileyle mal satmaya çalışan esnafa, asla müsaade etmez gerekli cezaları ayrım gözetmeden uygulardı.

Ahilik teşkilatları istihdama büyük önem verirler, hatta diğer Türk illerinden gelen çok sayıdaki sanatkârların ellerinden tutarlar onlara kolayca iş bulurlardı.

Üretilen malların kalitesini korumak, üretimi ihtiyaca göre planlamak, sanatkârlarda sanat ahlakını yerleştirmek, Türk halkını ekonomik yönden bağımsız hale getirmek için ne gerekiyorsa onu yaparlardı. Üretilen her türlü üründe en ufak bir hata ya da kalitesizliğe tahammül gösterilmezdi.

Sanıyorum bu prensip ve uygulamalara bu gün her zamankinden daha fazla ihtiyacımız olduğunu söylemeye bile gerek yok. 

Dünyaya örnek teşkil eden Ahiliğin, insanı temel alan prensiplerinden bazıları şöyleydi.

 —İyi huylu ve güzel ahlâklı olmak.
— İşinde, hayatında doğru ve güvenilir olmak.
— Yalan söylememek.
— Ahdinde, sözünde ve sevgisinde vefalı olmak.
— Şefkatli, merhametli, adaletli, faziletli, iffetli ve  dürüst olmak.
— İkram ve kerem sahibi olmak.
— Alçak gönüllü olmak, büyüklük ve gururdan kaçınmak.
— Küçüklere sevgi, büyüklere karşı edepli ve saygılı olmak.

—Eline, diline, beline sahip olmak.

—Elini, sofranı ve kapını açık tutmak
— Dost ve arkadaşlarına tatlı sözlü, samimi, güler yüzlü ve güvenilir olmak.
— Herkese iyilik yapmak.
— Yaptığı iyiliği başa kakmamak.
— İnsanların işlerini içten, gönülden ve güler yüzle yapmak.
— Hakka, hukuka, hakkaniyete riayet etmek.
— Komşunun eza ve cahilliğine katlanmak.
— Kötü söz ve hakaretlerden sakınmak.
— Kin, haset ve gıybetten kaçınmak.
— İyilerle dost olup, kötülerden uzak durmak.

—İçi, dışı, özü, sözü bir olmak.
— Aza kanaat, çoğa da şükretmek.
— Hatâ ve kusurları daima kendi nefsinde aramak.
— Fakirlerle dostluktan, oturup kalkmaktan şeref duymak.
— Zenginlere, zenginliğinden dolayı itibardan kaçınmak.
— Örf, adet ve törelere uymak.
— Sır tutmak, açığa vurmamak gibi prensipleri vardı.

Kaybettiğimiz bu eşsiz ve insani prensiplere tekrar kavuşmak dileğiyle.

                       

Politika gzt.yay.tar. : 20 Eylül 2012                  

                                                                              

                                           

<<Ana sayfa