İSMAİL SARIÇAY

E-Posta: isaricay@gmail.com

 AHİLİK–7

AHİLİKTE EĞİTİM:

Ahilikte eğitim anlayışı, insanın maddi ve manevi yönünü dikkate alan, insan temelli bir eğitim anlayışına dayanıyordu. Çırak ve kalfalara iş başında mesleki, dini ve sosyal bilgiler birlikte verilirdi.

Ahiliğin hedefi, iyi ahlaklı ve mesleğinin adamı olan insanlar yetiştirmekti. Dolayısıyla öğrenciler maddi ve manevi bir bütün olarak ele alınır, iş başında yapılan eğitimle, dini ve sosyal bilgiler birbirini tamamlardı.

Ahilikte eğitim şu iki temel esasa dayanıyordu.

Ahlâkî eğitim ve Meslekî eğitim.

Ahlaki eğitim; Ürettiği ya da sattığı malı yemin ederek ve olduğundan fazla överek satmaya çalışmamak, yalan söylememek, hileli ölçüp tartmamak, karaborsacılık yapmamak, müşteri kızıştırmamak, alışverişte adaletli olmak, yaptığı işlerde sorumluluğunu bilmek, işinde sabırlı ve dikkatli olmak, işini savsaklamamak ve iyi insan yetiştirmek gibi hedeflere yönelikti.  

Ahlâkî eğitimde, Ahiler şu yöntemleri uygulanmıştır.

 Tedric(derece derece), İsticvab(Soru-cevap), Örnek şahsiyetler gösterme, Nasihat etme, Telkin, Darb-ı Mesel, Emr-i bi'l-maruf, nehy-i an'il-münker, Semâ. Şimdi bunları kısa kısa açıklayalım.

Tedric(Derece derece):    İnsan doğasına uygun bir şekilde, bilgilerin basitten karmaşıklığa, kolaydan zora, azdan çoğa doğru azar azar verilme şekline denilir. İnsan, yaratılış doğası gereği, yeni bilgileri yavaş yavaş öğrenme yeteneğine sahiptir. Aynı şekilde kötü alışkanlıkların bırakılması da yavaş yavaş olmaktadır. Bu sebeple Ahîlik kurumunun ahlâkî eğitiminde bu metod uygulanmıştır.

İsticvab (soru-cevap):   Bu metot daha çok teorik olarak okutulan derslerde uygulanmıştır. Okutulan dersin özelliğine göre konular öğrencilere bildirilir, öğrenciler konuyu dersten önce hazırlar ve böylece konu karşılıklı bir şekilde tartışılarak işlenir.

Örnek Şahsiyetler Gösterme: Ahlâkî eğitimde çok kullanılan metotlardan birisidir. Bu yöntemde kazandırılmak istenilen davranışlar, hangi kişilikte meydana gelmiş ise, o örnek gösterilir ve öğrencinin o kişilik gibi olması istenir. Özellikle peygamberimiz Hz. Muhammed'in insanlara örnek olarak gösterilmesi bu metodun kullanılmasını kolaylaştırmıştır.

 Nasihat Etme:   Kötü olarak bilinen davranış ve hataların düzeltilmesi için kişinin kültürel ve psikolojik durumu göz önünde bulundurularak yapılan konuşmalardan oluşurdu.

Telkin Metodu:  Telkin metodu bir şeyin defalarca tekrarına dayanır. Ahilik kurumunun prensipleri genelde telkin metodu kullanılarak öğretilirdi. Bir davranış ne kadar tekrar edilirse o derecede alışkanlık haline gelir. Telkin metodu temelde ikna etmeye dayanıyordu.

Darb-ı Mesel (Temsil ile Anlatma):  Konunun "darb-ı mesel" dediğimiz benzetmelerle anlatılmasıdır. Özellikle sözlü olarak anlatılan derslerde bu metot kullanılırdı. Bu metot, "iyiliği emretme, kötülükten sakındırma" metodu olarak da ifade edilmiştir.  

Semâ: Ahiliğin eğitim metotlarından birisi de "semâ" denilen eğlencelerdir.  Ahilik eğitiminde semâ ve raks eğlenceden ziyade, bir eğitim metodu olarak kullanılmıştır.  

Mesleki eğitim;  Mesleki eğitimde izlenen yol "işbaşında eğitim" metoduna dayanıyordu. Buradaki eğitim, "Yamak, Çırak, kalfa ve usta" eğitim metodu olarak da adlandırılabilir. Ahilik eğitimine girenler yamak sınıfından başlar, sonra ustasının oluruyla çıraklık, kalfalık ve ustalık kademelerini takip ederdi.      Ustalıktan sonra isteyenler, ustasının yanından ayrılıp kendi iş yerlerini açabilirlerdi.

Şair Naim Yalnız, Ahilikte eğitimi dizelerine şöyle taşımıştır.

Çıraklık, kalfalık, ustalık yolu,

Ahi esnafının, kutsal okulu,

Pirinden feyz alan, olurdu ulu

Ahilik, eğitim demekti dostum.

Ahilikte eğitim anlayışı beşikten mezara devam eden bir süreç olarak kabul edilir, ona göre plan ve programlar hazırlanırdı. Bilgi Müslüman’ın kaybedilmiş malı olarak düşünülür, nerede bulunursa oradan alınır anlayışı hâkimdi. Bu anlayış kaynağını şu hadislerden alıyordu. “İlim Çin’de de olsa gidip alınız”, “İlim Müslüman’ın kaybedilmiş malıdır. Nerede bulursa alır.”  Bu sayededir ki yeni buluş ve gelişmeler hemen uygulamaya geçiriliyor, dünyadaki yeni buluş ve gelişmeler de yakından takip ediliyordu.

 Bacyan-ı Rum(Anadolu kadınları) örgütleri de kadınları, hem mesleki, hem insani hem de bilgi yönünden yetiştirmeye çalışıyordu. Bacıyan-ı Rum örgütleri şu ayet ve hadisleri kendilerine rehber edinmişlerdir. “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu”(Zümer–39/9). “İlim öğrenmek kadın erkek her Müslüman’a farzdır”(Hadis).

Böylece Ahiyan-ı Rum ve Bacıyan-ı Rum örgütleri kadın ve erkekleri hem maddi, hem manevi, hem mesleki hem de bilimsel olarak eğitiyorlardı.  

Böylece Ahilik örgütleri, devlet ve toplumun sağlam temeller üzerinde yükselmesine, barış, huzur ve güven içerisinde ayakta durmasına büyük katkı sağlıyorlardı. Bu konuyla ilgili yazdığımız “Ahilik destanı” adlı dizelerimizle bitirelim bu günkü yazımızı.

 

AHİLİK DESTANI

Ahilikti bilimde meslekte terbiye okulu

Bilirdi insan olduğunu Allah’ın kulu

Tanımazdı engel öğrenirdi ilmi sanatı

Ustasının öperdi elini, bilirdi onu ulu

 

Ahilikti yamak çırak kalfa usta yuvası

Hile hurda bilmezdi doğruluktu davası

Yemezdi kul hakkı bilirdi haram helâl

Destan olmuştu Türk’ün harcı sıvası

 

Ahilik düzeni bozulunca birlik dağıldı

Halk içinde huzursuzluk hemen yayıldı

Devlet millet bütünlüğü ne oldu dersen

O geçmişten hatıra kalmış tarih sayıldı

                                                     İsmail SARIÇAY(10 Kasım 2012)

 

DEVAM EDECEK

                       

Politika gzt.yay.tar. : 12 Kasım 2012      

 

 

                                                                              

                                           

<<Ana sayfa