BATILI VE ABD’Lİ MİSYONERLER ÜLKEMİZDE FİNK ATIYOR
İSMAİL SARIÇAY
E-posta: isaricay@gmail.com
Gönüllü Hıristiyan din adamlarının, Hıristiyanlığı kabul etmemiş ülkelerde, Hıristiyanlığı yaymakla görevli olanlara “Misyoner”, çeşitli isim ve faaliyetler adı altında yürütülen Hıristiyanlık propagandasının her çeşidine de “Misyonerlik” deniyor.
Hıristiyanlaştırma, emperyalizmin din perdesi altında yürütülen bir başka versiyonudur aynı zamanda.
Misyonerler; önce çalıştıkları ülkede, o milleti millet yapan, maddî ve mânevi bütün değerleri soysuzlaştırmakla işe başlarlar.
Sarstıkları, dejenere ettikleri millî ve manevî duyguların enkazı üzerinde her türlü melanetlerini göstermeye çalışırlar. Bütün olanaklarını bu yolda harcamaktan kaçınmazlar.
Teknolojinin, savaş gücünün ve nükleer hâkimiyetin, Hıristiyan ülkelerin elinde oluşu, bir de medyanın bunların hâkimiyetinde bulunuşu, alkolün, fuhşun, bağımlılığın yaygınlaşması vb. Misyonerlik faaliyetlerini daha da kolaylaştırmıştır.
Eskiden para ile, sosyal yardımlarla yaptıklarını, şimdi çok daha ucuz ve kolay yol olan alkolle, fuhuşla, porno filmleriyle yapıyorlar. Hem de bu yoldan büyük para kazanıyorlar.
Misyonerlerin özellikle İslâm ülkelerindeki faaliyetlerini şu şekilde yaptıklarını görüyoruz.
Önce hedef toplumun maddi ve manevi değerlerini kötülemek, yıpratmak ve yıkmak.
Sonra istedikleri şekle sokmak veya önce eritmek, sonra yeniden şekillendirmek.
Böylelikle toplumu, bölücü ve yıkıcı kamplara ayırmak yada ayrılmaya hazır hale getirmek.
Ondan sonra da kolaylıkla millî ve manevî benliklerinden uzaklaştırmak ve neticede onları daha kolaylıkla Hıristiyanlaştırmak. Üstelik bunları yaparken de, uygarlık adına yapıyor görünmektir.
Özellikle son günlerde Anadolu’nun çeşitli yerlerinde Batılı ve ABD’li Misyonerler fink atıyor. Bunların yanında Hintli, Çinli bilmem ne tarikatları da cabası. Ne demişler, tabiat boşluk kabul etmez.
Misyonerler, ülkemizin çeşitli bölgelerinde ekipler halinde dolaşarak, başta İncil olmak üzere bir çok Hıristiyanlık propagandası içeren kaset, CD, broşür, dergi vb. propaganda araçlarını bedava dağıtarak, Türk halkını ifsat etmeye çalışmaktadırlar.
Osmanlı’nın başına Ortadoğu ve Afrika Çöllerinde, İngiliz Lawrens gibi Misyonerlerin ne gibi büyük belalar açtığını bilmeyenimiz yoktur.
ABD’nin Irak’a yerleşmesiyle birlikte, bu faaliyetler daha da hızlanmış, başta Irak olmak üzere bütün bölge ülkelerinde gözle görülür bir şekilde artmıştır.
Eğer bu günkü Misyonerlik faaliyetlerine duyarsız kalacak olursak, gelecekte ülkemizi de bu gün adını sanını bilmediğimiz hangi Misyonerler, ne gibi belalar açacak bilemiyoruz
Bütün bu tehlikelere karşı, ülke olarak ne gibi çareler bulabiliriz, çok iyi düşünüp, gerekli tedbirleri almamız gerekir.
Ancak görüyoruz ki Türk aydınları olarak bizler, bırakın bunları düşünüp çare aramayı, halkımızı uyarmayı, Misyonerler için oluşturulan ve oluşturulmaya çalışılan zeminleri ortadan kaldırmayı, onlara ne kadar kolaylık varsa, bilerek veya bilmeyerek, yazdıklarımızla, söylediklerimizle ve yaptıklarımızla daha da kolaylık sağlamış oluyoruz.
Ne kadar paha biçilmez maddi ve manevi değerlerimiz varsa, onları önce bizler hırpalayıp, örselemeye çalışıyoruz.
Dolayısıyla, varlığımız, bekamız olan değerlerimizi önce bizler horluyoruz, aşağılıyoruz, görmezlikten geliyoruz.
Böylece her türlü yabancı unsurlara da zeminleri maalesef biz oluşturuyoruz.
Misyonerlere de tohum atmak kalıyor.
Bütün bunlar karşısında gel de milli şairimiz M.Akif’in on yıllarca önce dile getirdiği, Misyonerlerle ilgili, şu mısraları mırıldanma.
Misyonerler, gece gündüz yeri devretmedeler
Ulemâ, vahy-i ilâhî'yi mi bilmem, bekler...
01.07.2003