BAYRAK NAMUSTUR

Politika gazetesi yay.tar:29.03.2005

İSMAİL SARIÇAY

e-posta: isaricay@turk.net

Nevruz kutlamaları bahanesiyle Mersin’de yapılan gösterilerde, canımızdan aziz bildiğimiz bayrağımıza küstahça bir saldırı yapıldı.

İşin acı tarafı bu saldırıyı kendi vatandaşlarımızdan birilerinin yapmasıdır. Görünürde iki çocuğun yaptığı bu çirkin saldırı, tüm toplum kesimlerinin şiddetli tepkisiyle karşılanmıştır

Maalesef bu olayla şu acı gerçeği de görmüş oluyoruz. Çocuklarımızı Kendi öz kültürel değerlerimizle donatamamışız.

Hatta onları kendi halkına, milletine ve öz değerlerine düşman, yabancı birer insan gibi yetiştirdiğimizi de söylemek mümkündür.

Yoksa kendi bayrağını yakacak, yere çarpacak ve yırtacak kadar düşüncesiz insanlar nasıl çıkabiliyor.

Bunun üzerinde de herkesin iyi düşünmesi gerekir.

Bayrağa yapılan saldırıyı kim yaparsa yapsın ya da yaptırırsa yaptırsın, bu bir küstahlıktır ve hainliktir.

Küçük yaştaki çocukların eline Türk bayrağını verip yaktırmak, parçalatmak, olsa olsa ya nankörlüktür ya da en hafif ifadeyle deliliktir.

 Küçücük çocukları kullanarak yapılan bu menfur saldırı, halkımız arasına kin tohumları ekmekten başka bir işe yaramayacaktır. Öyle anlaşılıyor ki, Provokatörlerin gerçek amacı da budur.

Bu çirkin olayı kim veya kimler tezgâhlamak istiyorsa büyük bir yanılgı içindedirler.

Hiçbir devirde Türk insanı bayrağına saygısızlık yapılmasını istemediği gibi, bu niyette olanlara karşı da, en sert şekilde tepkisini göstermiştir.  

O bayrak ki, milletimizin hür ve bağımsızlığının sembolüdür. Tarih boyunca yapılan bütün mücadelelerde, bayrağın yere düşmemesi için nice yiğitler hayatının baharında toprağa düşmüştür.

Çanakkale’ye gidenler görmüş ve dinlemiştir. Bayrağımızı taşıyan askerimiz vurulmuştur. O nefer bayrağımızın yere düşmesini engellemek için, ölümcül yarasına rağmen, bayrağı dik tutarak ruhunu öyle teslim etmiştir.

Dikili bayrağın yanına varanlar gözlerine inanamamışlardır. Çünkü bayrağı tutan asker çoktan şehit olmuş fakat bayrağı yere düşürmemiştir. Bu durum bir anıtla da ebedileştirilmiştir.

 Gelibolu’daki bu anıtı ziyaret edenlerin, gördükleri manzara karşısında, göz yaşlarının oluk oluk aktığına şahit olmuşuzdur.

Peki bayrağa yapılan bu saldırının altında neler yatıyor olabilir?

Birileri Türk insanının bayrak hakkındaki hassasiyetini bildiklerinden, Türkiye üzerinde baskı kurmak için bayrağa saldırı sahnesini planlayarak, çıkabilecek olayları bahane olarak kullanmak.

Türk halkını etnik olarak birbiriyle karşı karşıya getirip, didiştirerek, bölgedeki operasyonlarını daha rahat yapmak.

 Türk halkı arasına  nefret ve nifak sokmak.

Gelişen Türk ekonomisini şoka sokmak ve gelişmesini baltalamak.

PKK Terör örgütünün  bu provokasyonla halkımızı huzursuz etmek istemesi.

Bu toprakların ekmeğini yiyen, suyunu içen gafil insanların belli amaçları gerçekleştirmek için kurdukları bir tuzak olması da mümkündür.

Tüm bunlara rağmen halkımızın her türlü provokasyonlara karşı uyanık olması gerekir. Provokatörlerin çekmek istedikleri  tuzağa  düşülmemelidir.  

Hangi amaçla yapılırsa yapılsın, Türk milletinin hassas olduğu değerlere ve alanlara saldırmak  deliliktir, aptallıktır. Bunu herkes böyle bilmelidir.

Kısacası bayrak milletimizin namusudur, geçmişte çiğnetmedi, bu günde çiğnetmeyecektir.