İSMAİL SARIÇAY
e-posta: isaricay@turk.net
Nevruz kutlamaları bahanesiyle Mersin’de
yapılan gösterilerde, canımızdan aziz bildiğimiz bayrağımıza küstahça bir
saldırı yapıldı.
İşin acı tarafı bu saldırıyı kendi
vatandaşlarımızdan birilerinin yapmasıdır. Görünürde iki çocuğun yaptığı
bu çirkin saldırı, tüm toplum kesimlerinin şiddetli tepkisiyle
karşılanmıştır
Maalesef bu olayla şu acı gerçeği de
görmüş oluyoruz. Çocuklarımızı Kendi öz kültürel değerlerimizle
donatamamışız.
Hatta onları kendi halkına, milletine ve
öz değerlerine düşman, yabancı birer insan gibi yetiştirdiğimizi de
söylemek mümkündür.
Yoksa kendi bayrağını yakacak, yere
çarpacak ve yırtacak kadar düşüncesiz insanlar nasıl çıkabiliyor.
Bunun üzerinde de herkesin iyi düşünmesi
gerekir.
Bayrağa yapılan saldırıyı kim yaparsa
yapsın ya da yaptırırsa yaptırsın, bu bir küstahlıktır ve hainliktir.
Küçük yaştaki çocukların eline Türk
bayrağını verip yaktırmak, parçalatmak, olsa olsa ya nankörlüktür ya da en
hafif ifadeyle deliliktir.
Küçücük çocukları kullanarak yapılan bu
menfur saldırı, halkımız arasına kin tohumları ekmekten başka bir işe
yaramayacaktır. Öyle anlaşılıyor ki, Provokatörlerin gerçek amacı da
budur.
Bu çirkin olayı kim veya kimler
tezgâhlamak istiyorsa büyük bir yanılgı içindedirler.
Hiçbir devirde Türk insanı bayrağına
saygısızlık yapılmasını istemediği gibi, bu niyette olanlara karşı da, en
sert şekilde tepkisini göstermiştir.
O bayrak ki, milletimizin hür ve
bağımsızlığının sembolüdür. Tarih boyunca yapılan bütün mücadelelerde,
bayrağın yere düşmemesi için nice yiğitler hayatının baharında toprağa
düşmüştür.
Çanakkale’ye gidenler görmüş ve
dinlemiştir. Bayrağımızı taşıyan askerimiz vurulmuştur. O nefer
bayrağımızın yere düşmesini engellemek için, ölümcül yarasına rağmen,
bayrağı dik tutarak ruhunu öyle teslim etmiştir.
Dikili bayrağın yanına varanlar gözlerine
inanamamışlardır. Çünkü bayrağı tutan asker çoktan şehit olmuş fakat
bayrağı yere düşürmemiştir. Bu durum bir anıtla da ebedileştirilmiştir.
Gelibolu’daki bu anıtı ziyaret edenlerin,
gördükleri manzara karşısında, göz yaşlarının oluk oluk aktığına şahit
olmuşuzdur.
Peki bayrağa yapılan bu saldırının altında
neler yatıyor olabilir?
Birileri Türk insanının bayrak hakkındaki
hassasiyetini bildiklerinden, Türkiye üzerinde baskı kurmak için bayrağa
saldırı sahnesini planlayarak, çıkabilecek olayları bahane olarak
kullanmak.
Türk halkını etnik olarak birbiriyle karşı
karşıya getirip, didiştirerek, bölgedeki operasyonlarını daha rahat
yapmak.
Türk halkı arasına nefret ve nifak
sokmak.
Gelişen Türk ekonomisini şoka sokmak ve
gelişmesini baltalamak.
PKK Terör örgütünün bu provokasyonla
halkımızı huzursuz etmek istemesi.
Bu toprakların ekmeğini yiyen, suyunu içen
gafil insanların belli amaçları gerçekleştirmek için kurdukları bir tuzak
olması da mümkündür.
Tüm bunlara rağmen halkımızın her türlü
provokasyonlara karşı uyanık olması gerekir. Provokatörlerin çekmek
istedikleri tuzağa düşülmemelidir.
Hangi amaçla yapılırsa yapılsın, Türk
milletinin hassas olduğu değerlere ve alanlara saldırmak deliliktir,
aptallıktır. Bunu herkes böyle bilmelidir.
Kısacası bayrak milletimizin namusudur,
geçmişte çiğnetmedi, bu günde çiğnetmeyecektir.
|