BEKLENTİLER

İSMAİL SARIÇAY

E-posta: isaricay@gmail.com                                                                  

           Bu yazımız iki bin üç yılının son yazısı olacak. Geçen yıldan neler bekledik, neler bulduk, bunun muhasebesini herkes ve her kuruluş kendi çapında yapacak.

        Artık biten yıldan tarih olarak bahsedeceğiz. Acısıyla tatlısıyla bu yılda hatıralarımız arasında yerini alacak.

        Her yılın başlangıcında hepimizin beklentisi, gelen yılın ülkemiz, kendimiz, ailemiz ve bütün insanlık için barış, huzur ve mutluluk getirmesi dileğidir. Bu isteklerin büyük çoğunluğu, ne yazık ki hiçbir zaman gerçekleşmez.

Gerçekleşmese de, biz yine giden yılın ardından ve gelen yılın başlangıcında aynı şeyleri tekrarlar dururuz.

İki bin üç yılının arifesinde bütün basın ve yayın organlarında izlediklerimizi hatırlarsak, gelecek yılın güzellikler getirmesi temennilerini duymuş, okumuş ve izlemişizdir.

İki bin üçün son günlerinde ve iki bin dördün arifesinde de tekrar aynı şeyleri söylüyor, dinliyor ve okuyoruz.

            Temennimiz yarın son gününü yaşayacağımız iki bin üç yılının barış yerine savaş, huzur yerine sıkıntı, sevinç gözyaşları yerine, katliam ve acı göz yaşları getiren o karanlık günlerini iki bin dört yılında da yaşamayız.

            Ülkemiz açısından bir yıl öncesine şöyle dönüp bir baktığımızda, akıllarda kalan  şu kesitleri görürüz.

            İki bin üç yılına girdiğimizden itibaren Irak krizi ve savaşı bizi bir hayli meşgul etti.

            Teskere, savaşa girip girmeme tartışmaları derken, Mayıs ayından itibaren bu savaş bitti.

            Bu tartışmaların sonunda, ülke olarak bu savaşa bulaşmadan ve evlatlarımızı yaban ellerde kaybetmeden bunu da atlattık.

            İstanbul’da meydana gelen o korkunç terör olayları uzun süre zihinlerimizden silinmeyecek. Sevindirici tarafı bu olayları kısa sürede çözerek faili meçhuller sınıfına bırakmamamız.

           Hayat pahalılığı ve enflasyon öncelikli gündem maddelerinden biriydi. Bu da yıl sonunda ülkemizin ve halkımızın lehine olacak şekilde, enflasyon  düşmeye ve hayat pahalılığı en azından yerinde saymaya başladı.  

            Üretim  artmaya, ihracat ise elli milyar dolara dayanmasıyla, tarihimizin en yüksek seviyelerine ulaştı. Bizlere her zaman korkulu rüyalar yaşatan döviz fiyatları ise düşmeye devam etti.

           Ekonomimizin duran çarkları yavaş yavaş dönmeye ve moraller düzelmeye başladı.

           İki bin dörde sarkan en önemli problemlerin başında ise,  işsizlik problemlerimiz hala devam etmekte.

          Meslek liselerinin önündeki engeller olduğu yerde duruyor. Çağımıza uygun çözüm bekliyor.

            Memur ve işçilerin yada çalışanların insanca yaşayabilecekleri gelir düzeyine çıkarılması beklentileri  çözülemedi.

       Şehir içi ve şehirler arası yollarımızın yamurlu yumurlu ve çukurlu hali devam ediyor.

         Ülke olarak dünya para patronlarına borçlanma zaruretimiz halâ sürmekte.

           Trafik kazalarının, can almasının ve aileleri toptan yok etmesinin önüne geçilemedi.

           Fakirlik çemberi kırılmayı bekliyor.

           Velhasıl beklentiler yeni yıllarda da devam edecek.

 İki bin dördün, ülkemize, bütün yer küreye, barış, huzur ve mutluluklar getirmesini diliyorum. 

    30.12.2003