YAZARLAR

BÜYÜK MARATON "ÖSS" 

                                      İsmail SARIÇAY                                                        13.06.2002

                                     e-posta: isaricay@gmail.com 

Her liseli genç, daha lise birden itibaren hep üniversite hayaliyle yatar üniversite hayaliyle kalkar. Herkesin hayalini üniversiteye girmek süsler. Ah bir kazansam, istediğim yeri bir tutturabilsem ya da neresi olursa olsun bir yere girebilsem sözlerini çok duyarız.

Ancak ülkemizde Üniversiteye girebilen ve okuyabilenlerin büyük çoğunluğu, istediği alanda okuyamaz veya sevdiği meslek dalına çok zaman maalesef giremez.

         Ülkemizde bütün anne babalar da çocuklarının herhangi bir üniversiteye girebilme hayaliyle yanıp tutuşurlar.

         Yemezler, içmezler, giymezler ne yaparlar ederler çocuklarının daha iyi yetişmesi için okullardan aldıkları bilgiler yetmez, ya bir dershaneye yada özel öğretmenler tutup yüklü paralar ödeyerek çocuklarını en iyi şekilde yetiştirmeye çalışırlar.

       Bunların sonunda o büyük maraton gelir çatar. ÖSS.

        Aileler için ÖSS sınavı bir kâbus, bir karabasandır sanki. Çocuklarından daha fazla sıkıntıyı aileler çeker. Acaba çocuğum başarabilecek mi, istediği yeri tutturabilecek mi gibi endişeler taşırlar.

         Bu yıl yine yaklaşık bir milyon sekiz yüz bin kişi ÖSS sınavına girecek ve bunlardan yaklaşık olarak, yetkililerin açıklamalarına göre yüz yetmiş bin dolaylarında ki aday, çeşitli Üniversite veya fakültelere girebilecek.

        Geriye kalan yaklaşık bir milyon üç yüz otuz bin kişi maalesef istemediği halde ya açık öğretim, ya iki yıllık M.Y. O yada boşta kalacak.

        Bu sınavın sonunda kazananlar sevinecek, kaybedenler ise belki biraz üzülecek.

        Ancak insan hayatına yön vermek için, her şey üniversiteye bağlanmamalı. Gençlerin kendilerini herhangi bir meslek dalında yetiştirmeleri günümüzde oldukça kolaylaşmıştır.

        Bilgisayar, elektrik, elektronik meslek kursları vb gibi.

         Kendisini bir meslek dalında iyi yetiştiren bir genç için, üniversitenin her şey olmadığı daha iyi anlaşılır.

       ÖSS’ yi kazanmanın bir hedef olmasına rağmen, kazanamamanın dünyanın sonu olmadığını herkesin bilmesinde fayda vardır. Çünkü üniversiteyi bitirmek de günümüzde her şeyi halletmiyor artık.

       Binlerce üniversite mezunu genç ne yazık ki işsiz, güçsüz dolaşmaktadır. Onun için önümüzdeki 19 haziran 2002 Pazar günü yapılacak ÖSS sınavında başarısız oldum diye hiç kimse üzülmemeli ve hayata küsmemelidir.

      Bu yıl başarısız olanlar, isterlerse gelecek yıl daha etkin, daha kararlı ve planlı çalışmaları halinde bir yıl gecikmeli de olsa tekrar sınavlara hazırlanıp kazanmaları mümkündür.

      Kazanmak için önce insan, psikolojik olarak kendini kazanacağına kesinkes inandırması gerekir.  Bu psikolojik hazırlıktan sonra yapılacak iş, planlı, programlı, azim ve kararlı bir şekilde süreklilik arz eden bir çalışma temposu uygulamasına kalıyor.

      Israrlı çalışmalar sonunda başaramamak mümkün değildir. Çünkü başarmak isteyenlerin karşısında, geçmeleri için bütün yüce dağlar selama durur.

      Önümüzdeki Pazar günü yapılacak olan ÖSS sınavına girecekler için, bazı hatırlatmalarda bulunmakta fayda vardır sanırım.

 Adayların sınava girecekleri binayı mutlaka bir gün öncesinden gidip görmelerinde yarar vardır.

Akşamdan kalem, silgi, su, şeker, kimlik, sınava giriş belgesi gibi sınav için büyük öneme sahip araç ve gereçlerini hazırlamalı ve sabah giderken unutmayacakları bir yere koymalıdırlar. Örneğin; sınavda giyecekleri giysilerin üzeri gibi.

Adaylar son iki üç gün içinde, her türlü stres ve sıkıntıdan uzak kalmaya çalışmalıdırlar. Kendilerini rahatsız edebilecek takışma, zıtlaşma, kavga vb olaylardan kesinlikle uzak kalmaya özen göstermelidirler.

Bir veya iki gün öncesinden itibaren ders çalışma vb gibi zihin yorgunluğu meydana getirecek meşguliyetlerden uzak durmalarında fayda vardır.

  Öncelikle sınava girecek bütün adaylar, sınava girerken psikolojik olarak rahat olmak zorundadırlar.

Her türlü tedirginlik, telaş, acelecilik, kendine güvensizlik, sınavın başarısı üzerinde olumsuz yönde büyük bir etken olduğunu unutmamalıdırlar. 

 Adaylar önce bu problemleri çözmek ve yenmek zorundadır. Sınava girecekler ne kadar rahat ve sakin, endişesiz ve korkusuz olurlarsa başarı şansları da o kadar artacaktır.

Sınav arifesi akşamı yatmadan önce bir duş almalarında ve zamanında yatarak rahat bir uyku çekmelerinde sayısız fayda vardır.

Sabah erken kalkarak iyi bir kahvaltı yaparak yola çıkmalıdırlar. Aileler o gün için çocuklarına iyi bir kahvaltı yaptırarak sınava göndermelerinde sayısız yararlar vardır.

Adaylar en azından yarım saat önce sınav yerlerinde olacak şekilde kendilerini ayarlamalıdırlar. Çünkü yollarda ve sınav merkezlerinde olabilecek aksamaları göz önünde bulundurmaları gerekir.

 Hayatlarının dönüm noktalarını oluşturabilecek böyle bir sınavda, bütün adaylara başarılar temenni ediyoruz.

<==Anasayfa