YAZARLAR

  

 CANIMIZ YANDI

        İsmail SARIÇAY                                                                   18.07.2006

e-posta: isaricay@gmail.com                                           

 Son iki gün içinde on üç Mehmetçiğimizi hain terör saldırılarında şehit verdik. Dolayısıyla on üç aile ocağımıza yine ateş düştü.

O ateş ki, ateş düşen ocaklarla birlikte hepimizin yüreğini dağladı.

Canımız, ciğerimiz yandı.

Hain saldırılar o gencecik delikanlılarımızı ve evlatlarımızı daha hayatının baharında toprağa düşürdü.

  1980’li yıllardan beri on binlerce vatan evladını bu hain terör saldırılarında kaybettik.

Ne acıdır ki bunlara hala yenileri eklenmeye devam ediyor.

Karnını ve beynini doyuramadığımız ve sahip çıkamadığımız, istismara açık olan bu toprakların çocuklarını, yine bu topraklardaki kardeşlerini vurmak için terör örgütleri haince kullanıyorlar.

Dünya çapında teröre savaş açtıklarını iddia edenlerin ise her nedense ülkemizin başına bela olan bu hain terör örgütüne sempatileri var.

Bir vatandaşları için bile dünyanın her yerinde savaşı göze alanlar ve destekçileri, Türk insanına karşı yapılan terör saldırıları karşısında sus pus oluyorlar.

Ne işbirliği içine giriyorlar nede kendi kontrolleri altındaki bölgelerde tedbir alıyorlar.

Bu terör örgütlerini kim ve kimler ne amaçla kullanıyor artık hepimizin malumu olsa gerek.

 Son günlerde orta doğudaki gerilim ve savaş ortamıyla birlikte harekete geçirilen bu hain saldırıların her halde bir izahı olması gerekir.

Şer güçlerin Orta doğuda yaptıkları ve yapacakları operasyonların önünde engel teşkil edebileceğini düşündükleri ülkemizin önünü kesmek için, ülkemiz içindeki ve dışındaki işbirlikçi hain örgütleri aktif hale getirdiklerinden hiç kimsenin şüphesi olmasın.

Ne zaman ki Orta doğu ve yakın çevremizde birileri sömürgeci planlarını devreye sokmak istese, hemen kendilerine engel olma ihtimali en yüksek ülke gördükleri ülkemizin içini bir şekilde karıştırma yoluna gidiyorlar.

Ya suikastlar devreye giriyor, ya terör hortlatılıyor ya da ekonomik bazı operasyonlar devreye sokulmaya çalışılıyor.

Her nedense bizlerin geleceğe yönelik ne böyle bir planımız bulunuyor, nede ülkemizin çıkarlarını kollayacak operasyonlar düzenleyebilme kabiliyetimiz bulunuyor.

Her zaman tuzağa düşen biz oluyoruz.

Her zaman ocağı sönen bizden başkası olmuyor.

Yine her zaman savunmada kalan ve cezalandırılan biz oluyoruz.

Hep kaybeden biz oluyoruz.

Fakat şunu da çok iyi başarıyoruz.

Kendi kendimizin önünü kesmeyi herkesten iyi biliyoruz.

Birbirimizin önünü kesmek için o kadar iyi planlar yapıyoruz ki bunda üstümüze yok.

Bilim, teknoloji ve halkımızın geleceğiyle ilgili araştırma, geliştirme ve düşünce üretme yerine halkımızı rahatsız edebilecek neler varsa onlara kafa yoruyoruz.

Kimisini çeşitli bahanelerle eğitim alanlarına sokmuyoruz.

Ya benim gibi düşünüp, benim gibi yaşasın istiyoruz ya da cahil kalsın diyoruz.

Kimisini eğitimsiz ve kendi kültürel değerlerimizden uzak tutarak terör örgütlerinin kullanabileceği zeminler haline getiriyoruz.

Kimisini de aşsız ve işsizliğe mahkûm ederek madde bağımlısı oluşturan tüccarların eline teslim ediyoruz.

Her zaman yanan Türk insanının canı oluyor.

Sönen yine bizim insanımın ocağı oluyor.

Artık bu acılara bir son verilmelidir.

<==Anasayfa