YAZARLAR

DÜNYA BARIŞ İSTİYOR AMA, YA O BİRİLERİ 

                              İsmail SARIÇAY                                                                        30.07.2002

                              e-posta: isaricay@gmail.com 

       Dünya üzerinde insan var olalı beri,hep birileri,birileriyle mücadele ede gelmiştir. Bu mücadele Habil ile Kabil’den beri süre gelmiş ve devam etmektedir.

        Bazen Habil ile Kabil’in mücadelesinde olduğu gibi kıskançlık ve çekememezlikten,bazen başta toprak olmak üzere çeşitli maddi menfaatlerden, bazen de şan, şöhret yada meydan okuma gibi hissi üstünlüklerin galebe çaldığı durumlarda söz konusu olmuştur.

        Bu mücadelelere ister savaş diyelim,ister harp diyelim,ne dersek diyelim,eğer insanlık bundan zarar görüyorsa ki öyledir,niçin hala 21.yüzyılda sudan bahanelerle savaşlar çıkarılır, çocuk-kadın, yaşlı-genç demeden insanlar toptan imha edilmeye çalışılır anlamak mümkün değil.

         İnsanların hizmetine sunulması gereken bütün olanaklar,ne acıdır ki insanları imha etmekte kullanılmaktadır. Doğrusu bu durum anlaşılacak gibi değildir.

       Son günlerde yine çok yakın komşumuz olan Irak’a bir ABD saldırısı söz konusu olmaktadır. Umarız böyle bir şey gerçekleşmez.  Bu saldırının asıl sebebini,öyle sanıyorum ki bütün dünya kamu oyu gibi bizlerde anlamakta güçlük çekmekteyiz.

      Söz konusu saldırı planları ister istemez insanın aklına şu soruyu getiriyor.

     Acaba ABD ekonomisinin ve sanayisinin bel kemiğini oluşturan silah sanayii zorda da,onu kurtarmak için mi böyle sudan bahaneler uydurularak,savaş çıkartılmak isteniyor?

     Sanıyorum en büyük amil de bu olsa gerek. Çünkü her ABD başkanı ne yapıp edip kendi başkanlık döneminde,yani her   3-5 yılda bir, mutlaka bir savaş çıkarıp veya bir savaşa taraf  olup, öyle veya böyle lehlerine bir sonuç çıkartarak başkanlıktan ayrılıyor.

     Bizim gözleme fırsatını yakaladığımız bütün ABD başkanları hep bunu yapmışlardır ve yapmaya da devam etmektedirler. 

   Eğer dünyada 5-7 yıl gibi bir süre barış olsa,hiçbir savaş tehlikesi oluşturulmasa,ABD ekonomisi,aynen Sovyetler Birliği ekonomisi gibi çökebilir ve ABD dağılabilir.

    İşte bundan korkulduğu için,belki de durmadan dünyanın değişik bölgelerinde anlaşmazlıklar körüklenerek,savaşlar çıkarıp veya çıkartılıp devamlı silah üretimi ve ticareti ayakta tutulmaya çalışılmaktadır.

      Ancak bu yöntemin ilelebet işe yarayacağı da düşünülmemelidir. Artık dünya kamu oyu, yavaş yavaş bunun farkına varmaya başlamıştır.

       Nasıl ki Sovyetler Birliğini ayakta tutan öcüler,”yeniden yapılanma” ve “yumuşama” sözcüklerinin gündeme girmesiyle tuz buz olarak  ayakta kalamadıysa,dünyada oluşturulabilecek 5-7 yıl gibi bir barış rüzgarı da ABD’nin çöküşüne neden olabilir.

        Niçin 5-7 yıl diye sorulabilir belki de. Çünkü yeni seçilen bir ABD başkanının görev süresini aşacak bir süredir bu süre.

        Seçilen Başkanlar,normal başkanlık süreleri içinde hem ülkeleri,hem de dünya çapında adından söz ettirecek öyle bir icraat yapmalılar ki,hem silah sanayiine dayalı ABD ekonomisine büyük bir destek olsun,hem de dünya çapında akis bulsun.

       Sayılan bu sebeplerden dolayı,dün Vietnam’da olduğu gibi,bugün de Afganistan ve Irak’ta, yarında Pakistan ve Hindistan gibi ülkeler arasında, sudan bahanelerle saldırı ve karışıklıklar çıkartılarak ve silah pazarları oluşturularak,kendilerini ayakta tutan ekonomik dayanakları  güçlendirmektedir.

        İşte 5-7 yıl gibi bir dünya barışı,başkanlara bu fırsatı vermeyeceğinden ve  üretilen silahların  kullanma alanları ortadan kalkacağından dolayı,büyük bir ekonomik krizle karşı karşıya kalacak olan ABD,belki de dağılmayla  karşı karşıya kalabilecektir.

    Çıkarılan bu gibi savaşlarda da,olan yine bizim gibi ülkelere olmaktadır. Daha önceki körfez savaşında olduğu gibi,eğer Irak’a tekrar saldırılırsa,en büyük sıkıntıyı yine bizim ülkemiz ve vatandaşlarımız çekecektir.

    Herkesin bildiği gibi,biz hala körfez savaşının acısını çekmeye devam ediyoruz. Savaşı çıkaranlar ise,kasalarını buralardan şişirmeye devam etmektedirler.

     Bu anlamsız savaşlar neticesinde,bizim kazancımız ise maalesef şunlar olmaktadır.

       Sınır ticaretlerimiz sona ermektedir.

      Ezilen taraf olan Irak ekonomisi büyük oranda  yok edildiğinden,alım gücünün azalması neticesinde,karşılıklı ticari hayat durmaktadır

   Irak’la, dolayısıyla Ortadoğu ülkeleriyle yapılan ticaretin azalmasıyla,ülkemizin istihdam olanakları oldukça daralmaktadır. 

    Fakirleşen ve sefilleşen insanlarda,savaşı yapan ABD ve İngiltere vatandaşı değil,ne acıdır ki bizim vatandaşımız olmaktadır.

      Ekonomisi çöken,savaşı başlatanlar değil,saldırıya maruz kalanlar ve bizim gibi savaşa komşu olanlardır.

    Zaten ekonomisi bıçak sırtında olan savaş komşusu bizim gibi ülkeler de,sanki savaşı kendileri yapmış gibi en acımasız kıtlığı, çekmek zorunda kalmaktadırlar.

       Bütün bu sıkıntı ve acıları çeken bizler ve top yekûn dünya insanları, savaş değil barış istiyor ama, ya o birileri ne istiyorsa, maalesef yine de, o oluyor.

 

<==Anasayfa