DÜNYA EKONOMİ DEVLERİ SALLANIYOR

 İSMAİL SARIÇAY

E-Posta: isaricay@gmail.com

Ekonomik olarak dünyanın en büyük güçleri, oluşan küresel ekonomik krizle sekiz şiddetinde sallanmaya başladı.

Bu krizden en çok etkilenenlerin başında ABD ve AB ülkeleri oldu.

İkinci dünya savaşı öncesi yaşanan büyük ekonomik krizden daha da şiddetli olacağı anlaşılan bu sarsıntıda dünya dengelerinin yeni baştan oluşabileceği de gözden uzak tutmamalıdır.

Günümüzün ekonomik devi ABD’de emlak kriziyle başlayan ve AB ülkelerine de sıçrayan ekonomik sarsıntının sonuçlarının bu günden kestirilmesi oldukça güçtür.

Tüm dünya ekonomilerini de toptan etkileyecek bu kriz, uluslararası alanda siyasi, ekonomik, sosyal ve askeri sonuçlarının da olması kaçınılmazdır.

Özellikle ABD’nin bu ekonomik krizden yakın zamanda kurtulması oldukça zor görünüyor.

Çünkü dünya imparatorluğu peşinde koşan bu ülke dünyanın her tarafında savaş halinde bulunmasından dolayı ekonomik dengelerini kaybetmiş durumdadır.

Dengesini kaybetmiş bir aracın nerede ve nasıl duracağının kestirilemeyeceği gibi ABD’nin de bu durumdan hangi hasar ve zararla çıkabileceği de belli değildir.

ABD’nin böyle krizlerde mutlaka bir yerlere saldırarak savaş çıkardığını ve ekonomisini böylece ayakta tutmaya çalıştığını da bir kenara not düşelim.

Ekonomik krizin önüne geçmek için G–7 ülkelerinin merkez bankalarının piyasalara sürdükleri yüklü miktardaki nakitlerinde uzun vadede çözüm olmayabileceğini unutmamak gerekir. 

Beklide 21.yüzyıl boyunca oluşabilecek dengeler bu kriz neticesinde şekillenecektir.

Ayrıca yaşanan bu sarsıntılar küresel ekonomik savaşın da bir başlangıcı niteliği taşımasıdır.

Özellikle ekonomik kaynakların yoğun olduğu Ortadoğu ve Orta Asya ağırlıklı anlaşmazlıkların bu günden daha da şiddetlenebileceğini öngörebiliriz.

Dünyanın hammadde deposu niteliğini taşıyan bu bölgelerde, bugünleri bile aratabilecek büyük çatışma ve savaşların çıkma riski oldukça yüksektir.

Dileriz ekonomik aç gözlülük ve bu sarsıntılar, 3.dünya savaşına yol açabilecek safhaya gelmez.

Dolayısıyla Türkiye’nin de doğacak bu çatışma ve savaşlardan doğrudan etkilenebileceğini göz ardı etmememiz gerekiyor.

Oluşabilecek bu yeni küresel dengelerde kaybedenler en az 21.yüzyıl boyunca kaybetmiş olacaklardır.

Burada hesabını iyi yapanlar ve ekonomik, siyasi, sosyal ve askeri dengelerini sağlam kuranlar ve yönetebilenler, dünyanın alacağı yeni biçimde söz sahibi olacaklardır.

Çünkü bundan sonra kurulacak dünya dengeleri, küresel ekonomik krizden önceki dünya dengeleri olmayacaktır.                  22.09.2008