DUYUN SESİMİZİ

İSMAİL SARIÇAY

E-posta: isaricay@gmail.com                                                                  

      Her fırsatta hepimiz eğitimde fırsat eşitliğinden dem vurur dururuz.  Bunun aksinin ne çağımıza, nede insan hak ve hürriyetlerine uymadığını söyleriz.

Bu zamana kadar şahit olduğumuz çeşitli platformlardaki konuşma ve tartışmalarda, eğitim konusunda herkesin ittifak ettiği görüş, eğitimde fırsat eşitliği olmuştur. Doğrusu ve çağımıza uyanı da budur.

 Çağdaş ve uygar olduğunu iddia eden her insanının da buna sahip çıkması gayet doğaldır. Hiçbir bahane eğitimdeki fırsat eşitliği ilkesini zedelememeli ve engellememelidir. Çağdaş olmamızın olmazsa olmaz şartlarından birisidir aynı zamanda, eğitimde fırsat eşitliğini istemek ve sağlamak.

Gelin görün ki, çağdaş uygarlık düzeyinin üzerini hedefleyen ülkemizde, yüksek eğitime sıra gelince, fırsat eşitliği bir tarafa bırakılıyor. Bazı liselerden mezun olanlara, aşılmaz engeller çıkarılıyor.

Bunların başında Anadolu Teknik, Teknik ve Endüstri meslek, Ticaret, Sağlık, İmam Hatip, Tarım vb meslek liseleri geliyor. Buralardan mezun olan çocuklarımız, bırakın sevdiği diğer alanlarda üniversite eğitimi almayı, mesleklerinin devamı olan mühendisliklere vb. fakültelere girmeleri bile sakıncalı görülüyor. Her halde dünyada bizden başka örneği yoktur bu uygulamanın.

Anadolu Teknik lisesinde beş yıl, Teknik Liselerde dört yıl, Endüstri Meslek Liselerinde üç yıl teknik eğitim alan çocuklarımıza, mesleklerinin devamı olan mühendisliklere gitmelerine engel koyuyoruz. Fırsat eşitliği bunun neresinde?

Burada hepimiz bir empati yapacak olursak, en doğrusunu bulacağımıza inanıyorum.

Bırakalım çalışan, kendini yetiştiren, sınavlarda sorulan soruları yeteri kadar cevaplandıran çocuklarımız, istediği alanda eğitimini sürdürsün. 

Yapılmakta olan bugünkü uygulama bilime de, insan haklarına da, anayasamızın eşitlik ilkesine de aykırıdır. Bu durumun derhal düzeltilmesi gerekir. Hazirandaki ÖSS sınavından önce binlerce çocuğumuzu ilgilendiren bu yanlışlık, mutlaka giderilmelidir.

Bu konuda Elektronik postamıza onlarca mesaj gelmektedir. Hepsinin dile getirdiği ortak nokta şu cümlede toplanıyor. “Biz meslek liseliler bu vatanın çocukları değil miyiz, biz vergi vermiyor muyuz, askerlik yamıyor muyuz, bu ayrımcılık bize niçin reva görülüyor...?”

Bu mesajlardan birisi var ki, siz okuyucularımla bunu paylaşmak istiyorum. Mesaj aynen şöyle. “ Çığlık atıyorum. Duyun sesimizi!!! Yetkili yetkisiz herkes duysun. Biz meslek lisesine gittikse suç mu işledik? Eğer bu okullara gitmek suçsa neden bu okulları açtılar? Bu okullara harcanan Trilyonlarca kaynağın israf edilmesine ne gerek vardı? Bizlere diyorlar ki, madem üniversiteye gidecektin, niçin liseye gitmedin de meslek lisesine gittin? Bu sorunun sorulması bile benim gururuma dokunuyor.

 Bizler ilköğretimden sonra ailelerimiz tarafından bu okullara gönderildik. Kısa yoldan bir meslek sahibi olsun diye. Peki, ben şu anda yirmi yaşıma geldim, yeteneklerimin neler olduğunu anladım. Ben doktor olmak istiyorum, insanlığa bu alanda hizmet etmek istiyorum. Çocukluğumdan beri hayallerimi hep doktorluk süslüyordu. Gece gündüz çalışıp bu hayallerimi gerçekleştirmek istiyorum ama önüme Filistin’de, İsrail tarafından yapılan utanç duvarı gibi duvarlar yapılmış. Peki, benim önüm böyle duvarlarla niçin kapatılıyor? Dillerden düşürülmeyen eğitimde fırsat eşitliği söylemleri nerede? Ben okumak istiyorum. Evet, ben okumak istiyorum. Artık kaldırılsın şu önümüzdeki anlamsız engeller.

 Daha söyleyeceklerim çok ama sizinde başınızı kendi derdimizle fazla meşgul etmeyeyim. Eğer köşenizde benim ve benim gibi meslek lisesi mezunlarının bu çığlığını, kamuoyuna önümüzdeki şu ÖSS sınav öncesi duyurursanız çok sevinirim. Belki faydası olur. Tekrar herkese duyun sesimizi diyorum. Selâm ve saygılar.”

Evet bu ve buna benzer bir çok mesaj geliyor. Hak vermemek elde değil. Bizler biliyoruz ki, meslek liselerinden mezun olup da, doktor, mühendis, öğretmen, müzisyen, sanatçı, yazar, çizer vb birçok tanınmış vatandaşlarımız var. Bir tane çıkacak olsa bile, ileride buluşlar yapabilecek ve dehalar çıkarabilecek potansiyelleri görmemezlikten gelmemeliyiz.

Üstelik şunu da unutmamak gerekir. Meslek liselerinde çocuklarımız birçok el becerisi ve yöntem kazanıyor. Bu çocuklarımızın ileri ki meslek hayatlarında daha buluşçu, daha üretici ve daha becerikli olduğunu da unutmamak gerekir.

Çocuklarımızın önlerine engel koymayı değil, olan engelleri zaman geçirmeden ve hiçbir bahaneye sığınmadan kaldırmalıyız.

Tüm kamuoyu meslek liselerine uygulanan bu adaletsizliğin giderilmesi için, Sayın Başbakanımızın ve milli eğitim bakanımızın verdikleri sözleri, en kısa zamanda yerine getirmelerini bekliyor.

Bırakalım gençlerimiz kendi geleceklerini kendileri yönlendirsin. İsteyen kabiliyetleri doğrultusunda, istediği alanda eğitimini sürdürsün.

Çağdaş bilim de zaten bunu tavsiye ediyor.

02.03.2004