ERMENİ PROPAGANDASI VE OSMANLI ARŞİVLERİ

İSMAİL SARIÇAY

E-posta: isaricay@gmail.com                          

                       Bu gün yine Ermeniler Avrupa’nın değişik ülkelerinde soykırım anıtları açmaya ve propaganda faaliyetlerine başladılar.

                    Ülkemizin bütün gayretlerine rağmen Ermeniler, ısrarlı bir şekilde iddialarını sürdürmekte ve bu iddialarını anıtlaştırmaya çalışmaktadırlar. İşte bunlardan birisini daha Fransa’da gerçekleştirdiler.

                Her şeyde olduğu gibi bizler, Ermeni iddiaları ve propagandaları karşısında, elimizde bütün bilgi ve belgelerin bulunmasına rağmen, bir türlü  gün ışığına çıkarıp dünya kamuoyuna duyuramıyoruz.

Ermeniler ise Türklere karşı yaptıkları katliam ve soykırımları, sanki Türkler kendilerine yapmış gibi dünya kamuoyuna sunarak taraftar  toplamışlar ve de toplamaktadırlar.

Halbuki bizler, Ermenilerin Kars’ta, Erzurum’da ve bir çok doğu şehrimizde, Rus’larında desteğini arkalarına alarak yaptıkları toplu katliam ve soykırımların belgeleri olan toplu mezarları, bütün dünya tarihçi ve ilgili ilim  adamlarını bölgeye çağırarak  inceleme yapmalarını sağlayıp, hala yaşayan canlı şahitlerle buluşturmayı yapabilsek, Ermenilerin iddiaları havada kalmış olacak. Ne  yazık ki bizler bunları bile yapamıyoruz.

Biz bunları yapamadığımız için, bir çok batılı ülke, biraz da tarihten gelen hasımlıkları nedeniyle, Ermeni iddialarını dikkate alarak, Ermenilerin soykırım anıtlarını dikmelerine müsaade etmekteler yada zamanını kollamaktadırlar.

En azından batılı ülkeler bu iddiaları, Türkiye’nin başında sallanan Demoklesin kılıcı gibi her zaman bir tehdit ve sıkıştırma malzemesi yapmaktadırlar. 

Bütün bunlara rağmen, Ermenilerle ilgili elimizde bulunan paha biçilmez Osmanlı arşivleri ilgisizlikten çürümeye bırakılmıştır.

 Binlerce yıl hükmettiğimiz toplumların ve tarihimizin sicilinin saklı bulunduğu bu arşivler, bütün dünya ilim adamlarının hizmetine açılarak, hiç olmazsa bizlerin gün yüzüne çıkaramadığımız dünya tarihini etkileyecek bilgi ve belgeleri, böylece ortaya çıkarmış olacaklardır.

Zaman zaman televizyonlardan izliyoruz. O muhteşem arşivlerimizin durumu yüreklerimizi burkuyor. Gelişi güzel çuvalların içine doldurulmuş belgeler, nem ve sulu zeminlerde çürümeye bırakılmış, sağa, sola saçılmış  adeta imdat çığlıkları atıyorlar. Ah bu belgelerin değerlerini bir anlayabilsek.

Bu arşivlerimizde özellikle Selçuklu’lardan bu tarafa,  aşağı yukarı bin iki yüz yıllık tarihimiz saklıdır.  Ne var ki bizler tarihimizi ya Çin’lilerden, ya Yunan’lılardan  yada İngilizlerden veya bir başkasından öğreniyoruz. Bu durum bizim açımızdan oldukça acıklı olsa gerek.

Öyle anlaşılıyor ki kendi tarihine bu kadar lakayt kalan başka bir millet yoktur. Batı ülkelerinin gelmişini geçmişini, tarih boyunca çıkardıkları bütün yazar, çizer ve fikir adamlarını en ince noktalarına kadar biliriz de, kendi tarihimizi bilmediğimiz gibi çıkardığımız büyük ilim ve fikir adamlarımızı da bilmeyiz.

 Bunların yanında tarihte idare ettiğimiz bu gün elli dolaylarındaki devletinde, bütün bilgi ve belgeleri de bizim arşivlerimizde bulunuyor. Bunlardan da bihaberiz.

 Böyle olunca da bunlarla olan münasebetlerimizde de, bilgi ve belge yoksunluğundan ne yapacağımızı bilemez durumda kalıyoruz

Böyle olunca da, bu gün karşımıza çıkan Ermeni ve benzerlerinin aleyhimizdeki propaganda ve iddialarına karşı, yapmadık, etmedik gibi yüzeysel karşı koyuşlar dışında bir şey söyleyemiyoruz.

Ermeni’ler yada benzerlerinin propaganda ve iddialarını ortadan kaldırmak, tarihsel gerçekleri su yüzüne çıkarmak zorundayız.

 İşte bunun yolu da, Osmanlı arşivlerinin A’dan Z’ye incelenip, bu konuda aleyhimizde oluşturulmaya çalışılan her türlü iddia ve propagandayı, bilgi ve belgelerle anında yok etmektir.

Türk milleti olarak bizler elimizdeki eşsiz imkanları değerlendirmesini maalesef bilmiyoruz . Bizim tarihimizde, bizleri utandıracak yada yüzümüzü kızartacak hiçbir olay yoktur. 

Yeter ki bizler, sahip olduğumuz hazineler değerindeki Osmanlı arşivlerini deşifre edelim.

Politika Gzt.Yay.Tar: 29.04.2003