GELECEĞİMİZİ  HAZIRLAYANLAR

İSMAİL SARIÇAY

E-posta: isaricay@gmail.com

          Ülkelerin geleceklerini hazırlayanlar ancak ve ancak öğretmenlerdir.  Bir ülkenin öğretmenlere verdiği değer ve onlara kazandırdığı seviye ve saygınlık, o ülkenin gerçek seviyesini gösterir.

          Hiçbir  gelişmiş ülke göremezsiniz ki, öğretmenleri bizde olduğu gibi en geri plana itilmiş, onları ikinci hatta üçüncü işte çalışmak zorunda bırakmış olsun.

         Bir zaman Karadeniz bölgesine yaptığım bir seyahat sırasında hasbıhal ettiğimiz vatandaşlarımız,  öğretmenlerle ilgili bana şöyle bir olay anlattılar.

        Bundan yıllarca önce Almanya’dan bir heyet, bir gemiyle Trabzon’a ziyarette bulunur. Bu ziyaretçileri limanda karşılamak için bir protokol oluşturulur. Bu protokol sıralamasında da en sonda bir öğretmen vardır. Protokolü sırayla tanıtan şahıs,  en sonda bulunan kişi için de, bu arkadaşımız da  filan okuldan  “Öğretmenimiz Ahmet bey” der. 

         Alman heyetine başkanlık eden zat devreye girerek “şimdi anladım Türkiye’nin neden böyle geri kaldığını. Çünkü öğretmenler protokol ve ekonomik planda  ön sıralarda yerlerini almalıdırlar. Bizde öğretmenler,  toplumun en üst gelir gruplarını oluşturduğu gibi, her alanda en saygın yeri de onlar alırlar “ diyor.

          İşte gelişmiş ülkelerdeki öğretmenlerin durumu, işte her gün televizyonlardan izlediğimiz işportacılık vb. iş yapmak zorunda bıraktığımız bizim öğretmenlerimiz. Yorumu okuyucularımıza bırakıyoruz.

        Geleceğimiz olan çocuklarımızı daha altı yedi yaşından itibaren ellerine teslim ettiğimiz öğretmenlerimizin, eğitim ve öğretim dışında başka hiçbir kaygısı olmaması gerekir.

         Ekonomik  ve sosyal haklar yönünden öğretmenlerimizin ihtiyacı olan bütün olanakları hazırlamak ve sunmak zorundayız.

        Eğer geleceğimizi garanti altına almak,  çağdaş ülkeler seviyesine çıkmak, hatta onları aşmak istiyorsak.

        O öğretmenler ki, Cumhur başkanımızdan tutun da en sade vatandaşımıza kadar hepimizin yetişmesinde onların emeği vardır. Yani geleceğimizi hazırlayanlar onlardır.

        Bu gün bu satırları yazıp okuyabiliyorsak, en büyük pay öğretmenlerimizindir. Cumhurbaşkanı, bakan, mühendis, doktor, ekonomist, yazar, çizer vb olduysak, bütün bunları öğretmenlerimize borçluyuz.

      Çünkü öğretmen bir mum misali kendi yanarak eriyip  yok olur ama, çevresini aydınlatır.

      Çünkü öğretmen, ilmi, aydınlanmayı, gelişmeyi, merhameti, sabrı, üretmeyi, devletimizin ve milletimizin geleceğini  temsil eder.

      Geçtiğimiz  24 kasım 2002 pazar günü öğretmenler gününü kutladık. Her zaman olduğu gibi yine çeşitli duygusal konuşmalar yapıldı, şiirler okundu.

       Bunların hepsi güzel ama, ah birde bu konuşmalar somutlaştırılabilse.

       Dileriz en kısa zamanda öğretmenlerin ekonomik ve sosyal problemleri çözülür de,  her yıl 24 kasımlarda öğretmenlerin bu sıkıntılı durumlarını yazmaya ve konuşmaya değil de,dünya ile nasıl bilim, teknoloji, kaliteli üretim vb.  alanlarda rekabet edebiliriz diye bunları düşünüp tartışız.

      Bu vesileyle Türk Eğitim Sen’in Rüya Restoranda öğretmenlere yaptığı   kadirşinas bir davranışı da belirtmeden geçmeyelim.

      23 kasım 2002  Cumartesi günü akşamı  öğretmenler günü dolayısıyla, Kamu Sen’e bağlı, Türk Eğitim Sen’in  öğretmenlere verdiği iftar yemeğinde, öğretmenler bir araya gelme fırsatı bulmuştur.

      Türk Eğitim Sendikası yöneticilerine böyle bir günde, öğretmenleri bir araya getirip, tanışıp, dertleşme fırsatı sağladıkları için teşekkür ediyoruz.

     Bütün öğretmenlerimizin öğretmenler günü kutlu olsun. 26.11.2002