UTANÇ UÇAKLARI

GÖZDAĞI

                                     İsmail SARIÇAY                                                                                       22.02.2005

                                     e-posta: isaricay@gmail.com

               Son günlerde bölgemizin suları tekrar ısınmaya başladı. ABD ve yakın müttefiklerinin komşumuz Suriye ve İran’ı açık açık tehdit etmesi, yakın gelecekte bazı olumsuz gelişmelerin başlangıcını oluşturmaktadır.

İleri sürülen iddiaların başında, İran’ın nükleer silah edinmeye çalıştığı, Suriye’nin ise teröristlere(Irak’taki direnişçilere vb.) yataklık yaptığı gibi senaryoların hazırlandığı gözlenmektedir.

Irak için de aynı bahane ve senaryoların nasıl üretildiğini daha hiç birimiz unutmadı. Bu iddiaların da hepsinin asılsız olduğu iddia sahipleri tarafından nasıl itiraf edildiğini tüm dünya kamuoyu duydu ve gördü.

Tekrar aynı gerekçelere sığınarak, zaten ateş çemberi içinde yüzen bölgemizin tekrar ikinci bir krize sürüklenmesi, hem ülkemiz, hem de bölgemiz açısından çok tehlikeli sonuçlar doğuracağı ortadadır.

Tüm bu gelişmelere zemin hazırlamak için, eski Lübnan başbakanı Hariri’nin bir suikast düzenlenerek ortadan kaldırılması, orta doğuda ateşlenecek yeni bir ateşin ilk kıvılcımlarını oluşturmaktadır.

Hariri’ye kim suikast düzenlerse düzenlesin, ister Suriye, isterse bölgemizde bahane arayanlar olsun, netice itibariyle doğacak tehlikelerden tüm bölge halkları zarar görecektir.

Özellikle Lübnan’da çıkarılması düşünülen iç kargaşa ya da iç savaş, bir müdahale zemini oluşturması bakımından önemlidir.

 Lübnan’ın parçalı yapısı ve daha önce yıllar süren kargaşa ortamı, bu günde belli bazı güçlerin amaçlarına ulaşma istasyonu gibi kullanılacağa benziyor.

Büyük Ortadoğu projesi(BOP)çerçevesinde adım adım gerçekleştirilen bu saldırı ve işgal hareketleri, bölgemizi ve ülkemizi derinden sarsacağı ortadadır.

Tüm bu gelişmelere paralel olarak, ABD de yayınlanan ve iki milyon tiraja sahip The Wall Street Journal gazetesinde, Robert L. Polork tarafından kaleme alınan bir yazıda, Türkiye çok sert biçimde eleştirdi.

Polork Türkiye’de kamuoyunun büyük çoğunluğunun, anti-Amerikan bir eğilimde olduğunu çok ağır bir biçimde ifade ederek, Türkiye’ye aklınca gözdağı vermeye çalışmaktadır.

Türkiye'de ABD karşıtı komplo teorileri yapıldığını öne süren Polork,  "... İşler birkaç yıl daha böyle giderse ne olacağını kimse bilemez. Türkiye kolayca ikinci sınıf bir ülke, dar kafalı, paranoyak ve marjinal bir hale gelebilir - aksi nasıl mümkün olabilir? Amerika'da dostu kalmamış ve Avrupa'da istenmeyen bir ülke…" demektedir.

   Polork bu yazısında,Türk basınından hükümetine ve hemen hemen bütün kesimlere oldukça ağır eleştiriler yöneltiyor.

Bu yazıyı okuyunca insanın aklına hemen 1 mart teskeresi geliyor. Yani TBMM’sinin Irak savaşında ABD’nin yanında yer almamıza engel olan kararı.

Güya Iraktaki başarısızlıkları da bu karardan dolayıymış.

Polork demek istiyor ki, yeni yapacağımız Orta Doğu operasyonunda da(İran ve Suriye’ye saldırımızda) yanımızda olmazsanız sonuçlarına katlanırsınız.  Yani tehdit ve gözdağı.

Türk kamuoyundaki tepkiyi, ABD’nin Orta Doğudaki yanlış ve haksız saldırılarından kaynaklandığını her nedense hiç düşünmüyor.

Ayrıca Türk halkının ABD halkıyla bir probleminin olmadığını herkes biliyor. Türk halkının tepkisi, ABD yöneticilerinin uyguladığı ve Türk halkını da derinden sarsan mesnetsiz, haksız, adaletsiz saldırı ve katliamlara karşı olduğunu da tüm dünya alem bilmektedir.

Hep ABD’nin Türkiye için yaptıklarından dem vurup, Türkiye’nin onlar için nelere katlandığını görmezden gelmek büyük bir haksızlıktır.

Polork’un bu sert eleştiri yazısının, bir gözdağı niteliği taşıdığı apaçık ortadadır.

<==Anasayfa