YAZARLAR

GÜNEŞLER BATMASIN

                                     İsmail SARIÇAY                                                                                      15.03.2006

                                     e-posta: isaricay@gmail.com

        

Beş bin yıllık Türk tarihine şöyle bir baktığımızda içte ve dışta birçok mücadelelerin içinden geçip geldiğimizi görürüz.

Hunların Çinlilerle, Selçukluların Romalılarla, Osmanlının Romalılarla ve genelde batılılarla uzun yıllar çetin mücadeleler yaptığı görülür.

Bu mücadelelerin yanında, iç mücadelelerinde sık sık milletimizin uğraşmak zorunda kaldığı, kardeşin kardeşi vurduğu mücadelelerde çok olmuştur.  Bu gün bazı güçlerin PKK’yı kullanarak kardeşi kardeşe vurdurdukları gibi.

Yakın tarihimizin en çetin mücadelesi ise 1918 Çanakkale savaşlarıdır. Tarihe Çanakkale geçilmez dedirttiğimiz bu savaş, dünyanın en gelişmiş güçlerine karşı verilmiştir.

Dünyanın en güçlülerine karşı verilen bu mücadelelerde yüz binlerce şehit vermişizdir. Eşi benzeri olmayan bu savaşlarda nice güneşler batmış, nice vatan toprağına kor düşmüştür.

Çanakkale’de Türkün yenilmezliğini, tüm yokluk ve yoksulluklara rağmen dost düşman herkese kabul ettirdik. Çünkü bu savaş batılıların Şark meselesinin uygulamaya konulmasıydı. Yani Türklerin Avrupa ve Anadolu’dan çıkarılması meselesiydi.

Ayrıca bu savaş Türk milleti için var olma yok olma kavgasıydı. Sonunda azmin ve inancın gücü hem şark meselesini uygulamadan kaldırdı hem de Çanakkale zaferini ortaya çıkardı.

Mehmet Akif Ersoy Çanakkale şehitlerine yazdığı dizelerde, Çanakkale’de neler yaşandığını şu dizelerle bizlere ne kadar veciz anlatıyor.

Şu boğaz harbi nedir, var mı ki dünyada eşi?

En kesif orduların, yükleniyor dördü beşi

………………..

Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor!

Bir hilal uğruna yâ Rab, ne güneşler batıyor!

Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker,

Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı, değer,

Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhîdi,

Bedr'in aslanları ancak bu kadar şanlı idi,

Ey şehit oğlu şehit! İsteme benden makber,

Sana ağuşunu açmış, duruyor Peygamber.

  Yine Anafartalar Komutanı ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, Çanakkale’de askerimizin gücünü nereden aldığını bakın nasıl anlatıyor.

“Karşılıklı siperler arası sekiz metre, yani ölüm muhakkak. Birinci siperdekiler, hiçbiri kurtulamayarak kâmilen şehit düşüyor. İkinci siperdekiler onların yerine geçiyor. Fakat ne kadar gıpta edilecek itidal ve tevekkül ki, ölenleri görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, hiçbir tereddüt bile göstermiyor, sarsılmak yok!... Okuma bilenler ellerinde Kur'an-ı Kerim, cennete girmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler kelime-i şahadet getirerek yürüyorlar. Bu Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren, şâyân-ı hayret bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebesini kazandıran, bu yüksek ruhtur.”

Yukarıda söylenenler Çanakkale’yi başka söze gerek bırakmayacak şekilde ne kadar da güzel anlatıyor.

Halkımızın 18 Mart zafer bayramını kutluyoruz.

TERÖR BELASI

Türk milletinin yolunu kesmek isteyenler, halkımızın arasına nifak sokarak, birbirine düşürüp zayıflatarak, halkımızın hassasiyetlerini kullanarak kargaşa çıkarıp birbirini kırdırmak istemektedirler.

Bunda da belli bir oranda başarı sağladıklarını da görmemek mümkün değildir.

Çünkü yetmişli yıllarda sağcı-solcu, seksenli yıllardan bu tarafa da PKK terörü binlerce nice vatan evladının, güneşini batırdı, ocağını söndürdü ve söndürmeye de devam ediyor.

Son olarak geçtiğimiz hafta Batman’da Polis devriyesine yapılan hain terör saldırısında, ne yazık ki dört polisimiz daha şehit edildi.

Bu terör saldırılarında hayatını kaybeden polislerimizin ikisinin Balıkesirli olduğu anlaşıldı. Bu Terörü yapanları ve yaptıranları şiddetle lanetliyoruz.

İstiyoruz ki, artık güneşler batmasın, analar ağlamasın, yavrular anasız-babasız kalmasın. Hiç kimse bu cennet vatanın parçalanmasına ve huzursuz edilmesine alet olmasın.

Çanakkale’de, kurtuluş savaşında ve terör mücadelesinde hayatını kaybeden tüm şehitlerimizi şükranla ve saygıyla anıyoruz.

 <==Anasayfa