|
|
İSMAİL SARIÇAY
E-Posta: isaricay@gmail.com
HAC ANILARI
-3-
MEDİNE’DE HEDİYELİK HURMA ALIMI:
23 Eylül 2013 günü hediyelik hurma almak üzere 3 otobüsle Medine dışında bir hurma bahçesine gitmek üzere yola çıktık. Yaklaşık 45 dakika sonra hurma bahçesine vardık. Hayatımızda ilk defa hurma bahçesi görüyorduk. Hurma ağaçları bildiğimiz palmiye ağaçlarına benziyordu. Sadece gövdeleri biraz daha bildiğimiz palmiyelerin gövdelerinden inceydi. Bahçeye girdiğimizde hurma ağaçlarının bol suyla sulandığını gördük. Meğer hurma ağaçları devamlı bu şekilde su istermiş. Hâlbuki daha önce bizdeki kanı hurmaların çöl ikliminde yetişen ve fazla su istemeyen bir meyve ağacı olmasıydı. Oradaki yetkililerin verdiği bilgiye göre hurmalar bol su istermiş. Hurmaların üstünde az miktarda hurma kalmış. Üzüm salkımı şeklinde yapraklarının gövdeye bitişik kısımlarda oluşmuş.
Hurma bahçesi ve dalında hurma görme özlemimizi böylece giderdikten sonra hurmaların sergilendiği yere vardık. Hurma bahçesinde bize yaklaşık 10 veya 12 çeşit hurma gösterdiler. Hepsinden tatmamızı ve almak için ondan sonra karar vermemizi tembihlediler. Ancak Acve(peygamber hurması) hurmasından tadımlık yaptırmadılar. Sebebini sorduğumuzda, sebebinin az bulunması ve pahalı olmasını gösterdiler. Tabiî ki Acve hurmasından tatmadan alacaktık. Öyle de oldu.
Kafilemizden yaklaşık 140-150 dolayında hacı adayı vardı. Hurmaların hepsinden, önce tattık. Acve hurması hariç. İsteyen istediği kadar çeşitli hurmalardan yedi.
Sonra kafile başkanı pazarlık yapmak üzere 2 arkadaşı seçelim bir de ben 3 kişi pazarlığı yapsın dedi. Pazarlık yapmak üzere hacı adayları beni ve başka bir arkadaşı seçtiler. Biz üçümüz hacı adayları adına herkesin gözü önünde üreticilerle pazarlık edecektik. Kafile başkanı Burhaniye müftüsü Sayın Oğuz metin daha önce çeşitli yerlerden hurma fiyatlarını almış buraya hazırlıklı olarak gelmiş. Bu fiyatlar bize pazarlık gücü verdi. Gerekirse buradan başka hurma bahçelerine de gidebileceğimizi oradaki bahçe sahiplerine açık şekilde ifade ettik.
Hurma bahçesini işletenlerle tanışma sırasında işleticilerin Türk olduğunu gördük. İşleticiler Türkiye’den gitmişler belli bir süreliğine hurma bahçelerini kiralamışlar. Genç adamlardı. Doğrusu Türk olduklarını öğrenince sevinmedim değil. Çok sevindim. Çünkü Türk insanı buralara kadar el atmış. Girişimcilik ruhunu buralara kadar taşımışlar. Böyle olunca pazarlığa başlarken onlara şöyle dedim. “Bakın arkadaşlar; Türk pazarlık yapmaya utanır da kavga yapmaya utanmaz. Onun için pazarlığımızı iyi yapalım. Sonradan bir birimize düşmeyelim.” Bu söz orada bulunan herkesin hoşuna gitti.
Türk usulü vur aşağı vur yukarı pazarlık yaptık. Sonra anlaştığımız son fiyatlar her hurma çeşidinin üzerine önceki fiyatlar kaldırılarak yazıldı.
Bazı hurma fiyatlarını fikir olması bakımından burada verelim. Anlaştığımız Hurma fiyatları şöyleydi.
Acve(Peygamber hurması) 55 Riyal
Amber 55 Riyal
Mebrum Duble 25 Riyal
Sukayi 22 Riyal
Safavi 20 Riyal
Hudri 20 Riyal
Çelebi 17 Riyal
Sülleç 15 Riyal
Rabia 13 Riyal’di. Şu hususu da belirtmeden geçmeyelim. Bu sırada bir Türk Lirasının(TL) karşılığı 1,85 Riyaldi.
Hurmaların fiyatları böylece çetin pazarlıklar sonucu belirlendikten sonra isteyen istediği hurmadan istediği kadar alabilir denildi.
Hacı adayları hurmalarını 25’er kiloluk koliler halinde istedikleri çeşitlerden aldı. İsteyen riyal olarak, isteyen Türk lirası olarak ödedi hurma paralarını. Birçok hacı adayı gibi bende hurma parasını Türk lirası olarak ödedim.
Hurmaları alıp üzerlerine adresler yazıldıktan sonra hemen orada üreticiler kanalıyla kargoya verildi. Kargo ücreti parça başına 100 Riyal’di. Özel bir kargo şirketiyle gönderildi. Diyanet kargo ise kilogramını 7(yedi) Riyal’den götürüyordu. Neredeyse özel kargonun iki katıydı. Yani bizim özel kargo ile 100 Riyal’e gönderdiğimiz 25 kğ’lık bir paketi, diyanet kargo 175 Riyale götürüyordu.
Böylece hacı adaylarının hediyelik hurma alma ve gönderme derdi de o gün sona erdirildi. Kafaları meşgul eden hurma alıp gönderme problemi de böylece gündemden çıkarılmış ve hacı adayları rahatlatılmış oldu.
Dolayısıyla 23 Eylül 2013 günü öğleden sonraki zamanımız Hediyelik hurma tedarikiyle geçmiş oldu.
Ancak Medine’yi tanıdıkça hurma almak için otobüslerle Hurma bahçelerine kadar gitmeye gerek olmadığını sonraki günlerde öğrendik. Çünkü hemen Mescid-i Nebevi’nin Kıble tarafında yaklaşık 300 metre uzaklıkta Hurma hali olduğunu öğrendik. Müsait olduğumuz bir zamanda gittik gezdik. Orada daha çok alternatifler bulunduğunu da bizzat yerinde gördük. Hatta fiyatların daha da uygun olduğunu gözlemledik. Önümüzdeki yıllarda hacca ve Umreye gideceklere ithaf olunur.
MESCİDİ NEBEVİ:
Mescid-i Nebevi’yi İlk görüp içine girdiğimde gözlerim kamaştı desem abartı olmaz. Mescidi Nebevi çok geniş bir alan üzerine yapılmış muhteşem bir cami. Mescid-i Nebevi Peygamber Camisi olarak da bilinmektedir. On(10) tane minaresi var. Mescidi Nebevi bu muhteşem görüntüsünün yanında manevi bir çekim merkezi niteliği taşımaktadır. İçine girdiğinizde adeta kendinizden kopuyor, kendinizi kaybediyor, Mescidi Nebevi’nin çekim alanına giriyorsunuz ve gözleriniz yaşarıyor.
Mescidi Nebevi’de aynı anda bir milyon insanın namaz kılabildiğini düşünün. Bu kadar kalabalık bir cemaatle ilk defa namaz kılıyorsunuz. Sağınıza bakıyorsunuz Avustralya’dan, Yeni Zelanda’dan, Bosna’dan, solunuza bakıyorsunuz Gana’dan, Endonezya’dan, Filipinlerden, önünüze bakıyorsunuz Rusya’dan, Çin’den, Doğu Türkistan’dan, Moğolistan’dan, geriye bakıyorsunuz Avrupa’dan, Amerika’dan, Afrika’dan velhasıl kelam yer kürenin her yerinden gelmiş, dili, rengi, giyimi farklı yüz binlerce hatta milyonlarca insan.
Hepsinin tek amacı var. Allah’ın çağrısına ve Resulünün sünnetine uyarak evini barkını, malını mülkünü, çoluğunu çocuğunu geride bırakıp Allah’ın emirlerini ve Nebisinin sünnetini yerine getirmek.
Burada Mescid-i Nebi’de namaz kılmanın önemine değinmeden de geçmeyelim.
MESCİD-İ NEBEVİ’DE NAMAZ KILMAK
Mescid-i Nebevi’de namaz kılmanın değerini peygamberimiz Hz. Muhammed bir hadisi şerifinde şöyle ifade etmiştir. "Fazla sevap umarak, içinde namaz ve ibadet etmek için şu üç mescit dışında hiç bir mescit için yolculuk yapmak uygun olmaz: Mescidi Haram, Mescid-i Nebî ve Mescid-i Aksâ."
“Benim şu mescidimde kılınan bir namaz, Mescid-i Haram(Kâbe) dışında, diğer mescitlerde kılınan bin namazdan daha hayırlıdır" (Tecrid, IV, 249).
Hac ibadetinin farziyetlerinden olmamasına rağmen Mescid-i Nebî ve kabr-i saadetin hac ibadetinden önce veya sonra hacı adayları/hacılar tarafından ziyaret edilmesi bütün Müslümanlarca büyük önem arz etmektedir. Hatta Kâbe’den sonra en önemli ibadet yeri olarak Mescid-i Nebi gelir.
Bu nedenle dünyanın her yerinden hacca gelen bütün hacı adayları/hacılar burayı mutlaka ziyaret eder ve burada namaz kılmaya özen gösterirler. Çünkü burada kılınan bir namazın Kâbe hariç, bin namazdan daha hayırlı olduğu yukarıda mealini verdiğimiz hadisi şerifte belirtilmiştir. Onun için bütün hacı adayları Mescid-i Nebevi’den kolay kolay ayrılmak istemiyorlar. Vakit namazlarının yanında kaza ve nafile namazlarını da burada kılmaya gayret ediyorlar.
Allah'ın Resülu ile ilgili yazdığımız Ya Resülullah başlıklı şiirimizin dizeleri de şöyledir.
YA RESÜLULLAH
Ey gönüllerin sultanı âlemlerin önderi
Ulaştırdın Mevla’mızdan doğru haberi
İki cihanda kurtuluşumuzun rehberi
Selâm olsun sana Ya Resülullah
Geldik Medine’ye gördük kabri saadetini
Okuduk Rabbimin, hakkındaki ayetlerini
Söyler âlemlere rahmet olarak gönderildiğini
Selâm olsun sana Ya Resülullah
Koştuk namaza Mescidi Nebevi’ne
Rabbim nasip etti uyduk sünnetine
Hak'tan getirdin Kur'an-ı ümmetine
Selâm olsun sana Ya Resülullah
Dualarla geçti ömrümüzün kışı yazı
Görmekti seni kalbimizin niyazı
Ravza-ı Mutahhara’da kıldık namazı
Selâm olsun sana Ya Resülullah
Ziyaretine geldik misafirin olduk
Sana kavuşunca sürurla dolduk
Ayrılma vaktinde sararıp solduk
Selâm olsun sana Ya Resülullah
Ey Nebiler nebisi yolumuz Rabbimin evine
Olacağız kısmetse çevresinde pervane
Allah'a ısmarladık muhtacız şefaatine
Selâm olsun sana Ya Resülullah
DEVAM EDECEK
Politika gzt.yay.tar. : 18 Kasım 2013