Her yıl 10 aralık günü dünya insan hakları günü olarak kutlanmaktadır. 10
aralık 1948 yılında Birleşmiş milletler genel kurulunda ”İnsan hakları
evrensel beyannamesi" üye ülkelerin,kahir ekseriyetiyle kabul edilmiştir.
Ülkemiz
de “İnsan hakları evrensel beyannamesi”ni, 6 nisan 1949 yılında 9119 sayılı
bakanlar kurulu kararıyla benimsemiş ve 27 Mayıs 1949 tarihinde de yürürlüğe
girmiştir.
Bu hakların herkes
tarafından bilinmesi ve sahip olunması için, yılın her gününü, insan hakları
günü olarak düşünmenin büyük faydalarının olacağına inanıyorum.
Zamanımızda bir çok dünya
ülkesinin bu beyannameyi kabul ederek imzalaması, bu belgenin, bütün
insanlığın uyması gereken, ortak standartlar haline gelmesini sağlamıştır.
Otuz maddeden oluşan
“İnsan hakları evrensel beyannamesi” insanların temel hak ve hürriyetlerini
düzenlemekte ve her ülkenin bu kurallara uymaları istenmektedir.
Bu amaçla dünya çapında
meydana gelen insan hakları ihlallerini incelemek ve denetlemek için birçok
komisyonlar, mahkemeler ve dernekler kurulmuştur. Hepimizin yakından tanıdığı
Avrupa insan hakları komisyonu, Avrupa insan hakları mahkemesi v.b. gibi.
Günümüzde, herhangi bir ülkede meydana gelen insan hakları ihlali, o ülkenin
içişleri olmaktan çıkmış, bütün ülkeleri ve insanları ilgilendirir duruma
gelmiştir artık.
İnsan hakları beyannamesi, hedef ve içerik olarak ideal olmasına rağmen,
uluslararası alanda bunun mükemmel uygulandığını söylemek de, maalesef mümkün
değildir. Bunun canlı örneklerine Bosna’da, Çeçenistan’da, Kosova’da,
Filistin’de ve son olarak da Irak’ta yaşanan çatışmalarda şahit olduk.
İnsanların diri diri yakıldığını, çukurlara gömüldüğünü, ellerinin,
ayaklarının, kulaklarının v.b uzuvlarının canlı canlı kesildiğini ve masum
çocukların, kadınların bütün insanlığın gözü önünde nasıl kurşuna dizildiğini
televizyonlardan irkilerek izledik.
Her ne kadar bütün insanların, kâğıt üzerinde insan hakları varsa da
uluslararası alanda bunun tam olarak tarafsız uygulandığını söylemek de
mümkün değildir. Gelişmiş ülkelerin vatandaşlarının maruz kaldığı bir kötü
muamele hemen tepki görürken, fakir ve geri kalmış ülke vatandaşları söz
konusu olduğunda maalesef bu konuda titiz davranan ülkeler vurdum duymazlığa
bürünmekte veya burnundan solumaktadırlar. Bu durum, sadece zengin ülkelerin
vatandaşlarının insan hakkı var da, diğerlerinin yok mu? Sorularını akıllara
getirmektedir.
Bu konuda, zaman zaman, dünya kamuoyunun geç harekete
geçtiği, dile getirilmekte ve her bölgede ayrı ayrı standartlar uygulandığı
şeklinde, eleştirilere maruz kalmaktadır.
Ben öyle inanıyorum ki, bu serzenişlerin bir sebebi de
“insan hakları beyannamesinin” içeriğinin bütün insanlar tarafından, yeteri
kadar bilinmemesinden kaynaklanmaktadır. Dünya üzerinde birçok insanın böyle
haklara sahip olduğunun farkında bile olmadığı anlaşılmaktadır.
İşte bu vesileyle insan hakları beyannamesi neleri
içeriyor, önemli bazı maddelerini tekrar hatırlamakta büyük faydalar olduğuna
inanıyorum.
Bunlar;
-Bütün
insanlar özgür, değer ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana
sahiptirler; birbirine karşı kardeşçe davranmalıdırlar.(md:1)
-Herkes
ırk, renk, cins, dil, din, siyasal veya başka herhangi bir ayrılık
gözetilmeksizin bu bildiride ilan olunan bütün haklardan ve bütün
özgürlüklerden yararlanabilir.(md::2)
-Yaşamak, özgürlük ve kişi
güvenliği her bireyin hakkıdır.(md:3)
-Hiçbir
kimse kölelik veya kulluk altında bulundurulamaz; kölelik ve köle ticareti
her türlü şekliyle yasaktır.(md:4)
-Hiç
kimseye işkence, zulüm, insanlığa aykırı, onur kırıcı cezalar veya işlemler
uygulanamaz. (md:5)
-Herkes
her nerede olursa olsun hukuki kişiliğinin tanınması hakkına sahiptir. (md:6)
-Kanun
önünde herkes eşittir ve ayrılık olmaksızın kanunun eşit korunmasından
yararlanma hakkına sahiptir.(md:7)
-Hiç
kimse kanunsuz olarak tutulamaz, alıkonamaz veya sürülemez.(md:9)
-Herkes
haklarının, görevlerinin ve kendisine yüklenilmek istenen suçların
saptanmasında, tam bir eşitlikle, davasının bağımsız ve tarafsız bir mahkeme
tarafından hak ve adalete uygun ve açık olarak görülmesi hakkına
sahiptir.(md:10)
-Bir suç
işlemekten sanık herkes, savunması için kendisine gerekli bütün tertibatın
sağlanmış bulunduğu, açık bir yargılanma ile kanunen suçlu olduğu tespit
edilmedikçe masum sayılır. Hiç kimse, işlendikleri sırada milli veya
milletlerarası hukuka göre suç teşkil etmeyen fiillerden veya ihmallerden
ötürü mahkûm edilemez. Bunun gibi, suçun işlendiği sırada uygulanan cezadan
daha şiddetli bir ceza verilemez.(md:11)
-Hiç
kimse özel hayatı, ailesi, konutu veya yazışması hususunda kanunsuz
karışmalara, onur ve ününe karşı saldırılara uğrayamaz. Herkesin bu karışma
ve saldırılara karşı kanun ile korunmaya hakkı vardır.(md:12)
-Evlilik
çağına varan her erkek ve kadın, ırk, vatandaşlık veya din bakımlarından
hiçbir şarta bağlı olmaksızın, evlenme ve aile kurma hakkına sahiptir. Aile
toplumun doğal ve temel öğesidir; toplum ve devlet tarafından korunma hakkına
sahiptir.(md:16)
-Her kişi
tek başına veya başkalarıyla birlikte mal sahibi olma hakkına sahiptir. Hiç
kimse kanunsuz olarak mal ve mülkünden yoksun edilemez.(md:17)
-Her
kişinin düşünce, vicdan ve din özgürlüğü vardır.(md:18)
-Her
şahıs, silahsız ve saldırısız toplanma ve dernek kurma ve derneğe katılma
hakkına sahiptir. Hiç kimse bir derneğe mensup olmaya zorlanamaz.(md:20)
-Her
kişinin çalışmaya, işini serbestçe seçmeye, adil ve elverişli çalışma
koşullarına, işsizlikten kurtulmaya hakkı vardır. Herkesin hiçbir ayrılık
gözetilmeksizin, eşit çalışma karşılığında eşit ücrete hakkı vardır. Çalışan
her kimsenin, kendisine ve ailesine, insanlık onuruna uygun bir yaşayış
sağlayan ve gerekirse her türlü sosyal koruma araçlarıyla da tanımlanan adil
ve elverişli bir ücrete hakkı vardır.(md:23)
-Her
kişinin eğitime hakkı vardır. Eğitim parasızdır. Hiç olmazsa ilk ve temel
eğitim dönemlerinde böyle olmalıdır. İlk eğitim zorunludur. Teknik ve mesleki
öğretimden herkes yaralanabilmelidir. Yüksek öğretim, yeterliliklerine göre
herkese tam eşitlikle açık olmalıdır.(md:26)
-Bu
beyannamenin hiçbir hükmü, içinde ilan edilen hak ve hürriyetlerin bir
devlet, zümre veya fert tarafından yok edilmesini güden bir faaliyete
girişmeye veya bir fiil bunu işletmeye, herhangi bir hakkı gerektirir
mahiyette yorumlanamaz denmektedir.(md:30)
Bütün insanların bu
haklarına sahip çıkması dileğiyle...
<==Anasayfa