HEDEF HERŞEYE RAĞMEN SAVAŞ DEĞİL, BARIŞ OLMALIDIR

İSMAİL SARIÇAY

E-posta: isaricay@gmail.com       

             Haftalardan beri hepimiz, savaşla yatıp, savaşla kalkıyoruz. Savaş psikolojisi hepimizi A’dan Z’ye meşgul etti, etmeye de devam ediyor. Bizlerde bu köşede haftalardır savaşla ilgili yazılar yazıyor, düşüncelerimizi ifade ediyoruz.

Savaş olmasın, savaşa hayır, bu savaş haksız ve hukuksuz bir savaştır, bu savaş kirli bir savaştır vb. gibi yazdık durduk.

 Mümkün olduğu kadar toplumumuzun kahir ekseriyetinin düşüncelerini yansıtmaya çalıştık.

Ülkemizi ve bütün halkımızı, istesek de, istemesek de  öyle yakından ilgilendiriyor ki  Irak ile ilgili bu savaş tehlikesi, hemen hemen tek gündemimiz oldu ve oluyor.

Çünkü Irak’ta patlayacak bir bomba, bizim ekmeğimizi, aşımızı, dolayısıyla ekonomimizi ve yaşayışımızı doğrudan etkiliyor. Bunu daha önceki Körfez savaşında yaşadık gördük, yaşayıp görmeye de devam ediyoruz.

Bu yazımızda artık gündemi değiştirip, kurban bayramıyla ilgili yazalım dedik. Fakat görüyorsunuz savaş gündemi yine peşimizi bırakmıyor. Başlığımız bile yine aynı konuyla ilgili oldu.

 Yarın  Kurban bayramı.  Bizim kültürümüzde bayramlar, barışma, kaynaşma, yardımlaşma, mutlulukları ve acıları paylaşma günleridir.

Bayramlar yardımlaşmanın maddi ve manevi olarak zirveye çıktığı günlerdir. Fakir fukaranın en çok düşünüldüğü, görüp, gözetildiği müstesna günlerdir bayram günleri.

 Özellikle kurban bayramında, kurban kesenler, kesemeyenleri daha çok görüp gözetirler. Kestikleri kurbanın üçte birini kurban kesebilme gücü olmayan konu komşuya dağıtırlar. Ne kadar güzel  davranış örnekleridir bunlar.

 Etin on milyonları bulduğu günümüzde, yıl boyu et yüzü görmeyen yoksul vatandaşlarımız, eş, dost ve komşuların vasıtasıyla, belki yılda bir kere de olsa, et yiyebilmektedir.

Böylece kurban bayramlarında, kurban vasıtasıyla sosyal adalet de, diğer günlerde olmadığı kadar, nispeten sağlanmaktadır.

Bayramlarda hepimizin şahit olduğu gibi ülke ve yöre çapında büyük bir hareketlilik, kaynaşma meydana gelmektedir. Adeta bir barış ve mutluluk atmosferi oluşmaktadır.

Hatta yurt dışına giderek akraba, eş ve dostlarından ayrı kalan aileler bile, her türlü zahmete katlanarak ülkelerine dönmekte ve bayramları birlikte geçirmeye çalışmaktadırlar.

Bayramlar ne kadar güçlü bir sosyal dayanışma duygusu veriyor ki, insanlar her türlü sosyal, ekonomik zorluk ve güçlüklere rağmen  bütün faturaları göze alabiliyor.

Bayramlar vasıtasıyla, birbirlerinden uzak kalmış eş, dost, akraba, komşu vb. birbirlerinin farkına varmakta ve dostluklar pekişmektedir.

Buradan hareketle, her ülke kendi komşularıyla hak ve adalet içerisinde ilişkilerini geliştirse, birbiriyle barış ve huzur içerisinde problemlerini çözebilse ne kadar medeni bir davranış olurdu.

 Hedef her şeye rağmen, ister devletler arası, ister insanlar arası, savaş değil, barış olmalıdır, huzur olmalıdır, hak ve hukuk olmalıdır.

Bütün vatandaşlarımızın kurban bayramlarını tebrik ediyor, barış ve huzur dolu günler geçirmelerini diliyorum. 10.03.2003