HERKES ETEĞİNDEKİ TAŞLARI DÖKMELİDİR
İSMAİL SARIÇAY
E-Posta: isaricay@gmail.com
Öyle bir ülkeyiz ki tarih boyunca hep kendi ayağımıza kurşun sıkmışız.
Sıkmaya da devam ediyoruz.
Kendi geleceğimizi kendimiz karartıyoruz.
Birbirimizi devamlı itip kakıyoruz.
Kendi gelişmemizi başkasına gerek kalmadan kendimiz engelliyoruz.
Tarih boyunca da bu böyle olmuştur ve yine öyle olmaya devam ediyor.
Boşuna tarihte 16 tane devlet kurup yıkmamışız.
Bakın şu günlerde yaşadıklarımıza.
Eline savaş baltalarını alan meydana fırlıyor.
Kendi ülkesinin geleceğine sallıyor.
Son gelişen olaylarda ülkemize 30 milyar dolar kaybettirdik.
Yazık.
Hem ülkemize hem de geleceğimize yazık.
Bu faturayı milletimize ödetmeye kimin hakkı var.
Bizim kendimize yaptığımız kötülüğü hiçbir ülke yapamaz.
Dışarıda düşman aramamıza hiç gerek yok.
Çünkü bu ülkeye en büyük zararı maalesef biz kendimiz veriyoruz.
Bizim bu ülkeye yaptıklarımızı düşmanlarımız bile yapamaz.
Halkımızı bu kadar birbirine düşürmek için çaba harcayamaz.
Harcasa bile belki bu kadar başarılı ve yıkıcı olamaz.
Çünkü bizim halkımız düşman bildiği dış güçlerin oyununu sezdiği anda hemen pasif de olsa o oyunları bozuverir.
Dünyada büyük bir rekabet varken şu cennet vatanımızı birbirimize cehenneme çevirmede üzerimize yok.
Herkes kendi gizli iktidar kavgasını halkımızın üzerinden yürütmeye kalkıyor ki bu çok tehlikelidir.
Bu kavganın ne taraflara, ne ülkemize, ne de halkımıza faydası vardır.
Bütün kişi, kurum ve kuruluşlar empati yapmak zorundadır.
Kendisi için istemediğini başkasına reva görmemelidir.
Herkes yaptıklarını ve söylediklerini bir daha gözden geçirmelidir.
Herkes elini, dilini ve kalbini yeni baştan temizlemelidir.
Türk milletinin geri kalmışlık statüsünden kurtulmasına yardımcı olmayacak bütün bu anlamsız mücadelelerden vazgeçilmelidir.
Türk halkı bunları hak etmiyor.
Bunları Türk milletine reva görenler bilsin ki tarihi sorumluluktan kurtulamazlar.
Halkımız yapılanların ne amaçla ve kimler tarafından yapıldığını artık biliyor ve görüyor.
Türk halkı bir daha soyulup soğana çevrilmek istemiyor.
Çünkü Türk halkı her türlü çete, anarşi, kanunsuzluk ve hukuksuzluktan kına getirdi.
Bunların bir daha geri dönmemek üzere gündemimizden çıkarılmasını istiyor.
Türk milleti birlik, dirlik, varlık, özgürlük, barış ve huzur içinde yaşamak istiyor.
Unutulmamalıdır ki ülkemizin kalkınmaya, zenginleşmeye, üretmeye, dünya ile rekabet etmeye ihtiyacı vardır.
Kavgaya, kutuplaşmaya, soyulmaya, işsiz, aşsız, aç ve susuz kalmaya, huzursuzluğa tahammülü yoktur.
Kim ki halkımıza hangi amaçla olursa olsun tekrar bunları yaşatmaya çalışır ya da sebep olursa bunun altından kalkamaz.
Türkiye’nin gelişmesi, kalkınması için kimin dağarcığında ne varsa bunları ortaya koymalıdır.
Kavga yerine ülkemizin gelecek yüzyılları konuşulmalıdır.
Halkımızın nasıl daha müreffeh ve huzurlu olacağı üzerinde kafa yorulmalıdır.
Genç nesillerimize daha güzel bir gelecek vaat eden fikirler üretip bunların üzerinde tartışılmalıdır.
Ülkemizin geleceğiyle ilgili somut projeleri olmayanlar halkımız üzerinden süfli amaçlarını gerçekleştirmeye kalkmamalıdır.
Bütün kesimler eteğindeki taşları dökmeli ve elindeki taşları yere bırakmalıdır.
O taşlar bir daha birbirimize karşı kullanılmamak üzere toprağa gömülmelidir.
Gelin birbirimize taş atacağımıza gül atalım, karanfil atalım.