1990’lı yıllarda açılan yerel
radyolar,bir süre sonra tek tek kapatılmaya başladığında yurdun çeşitli
yerlerinde “Radyomu istiyorum” kampanyaları ve protestoları
yayılmıştı.
Halkımız ve özellikle gençlerimiz yeni
yeni kurulan,özel yerel radyoları çok sevmiş ve belki de kendisini bu
yayınlarda bulmuştu. Çünkü o yıllara kadar sadece tanıdığı TRT radyoları
vardı.
Bu ulusal radyo
kanallarına da herkes ulaşamıyordu. Halbuki yerel Radyolara istediği anda
telefonunu kaldırıp ulaşabiliyor,canlı yayınlara bağlanabiliyor,fikir ve
düşüncelerini anında bütün insanlara sunabiliyordu.
Böyle olunca bütün halk kesimleri özel radyo
kanallarının kapatılmasına ortak bir refleksle karşı çıktı. Haklıydılar ve
başarılıda olundu diyebiliriz.
Yine son günlerde
bütün toplum kesimlerini ilgilendiren İnternet’e getirilmek istenen
kısıtlayıcı,zorlayıcı ve yasaklayıcı bazı tedbirlerin RTÜK yasasıyla birlikte
geçirilmek istenmesi, özellikle genç kesimde büyük rahatsızlıklar doğurdu.
Çünkü İnternet,bir başka ifadeyle sanal
dünya,büyük bir kesimin ilgisini çekti,hemen hemen herkes, kendine bu alanda
yer bulmakla kalmadı,kişiler fikir ve düşüncelerini bu özgürlük alanında
kolayca ifade edebilme olanağına kavuşmakla birlikte,aynı zamanda İnternet
sayesinde, bütün dünya kamu oyuna ulaşma ve ulaştırma olanağı buldular.
Özellikle genç
kesimin sarmaş dolaş olduğu,başka bir ifadeyle bir nevi aşık olduğu
İnternet’e, getirilmek istenen kısıtlamalar,büyük protestolara neden
olmaktadır.
Bir çok İnternet
sitesinde ve medyada,“İnternetimi istiyorum”,”İnternetime dokunma”,
”İnterneti alın başınıza çalın”,”İnternete sahip çıkın” vb
sloganlarla büyük bir protesto kampanyası başlamıştır. Sanıyorum bu tepkiler
kanun yapıcılar tarafından dikkate alınacak ve bu alandaki haklı istekler
doğrultusunda değişiklikler yapılarak dünyadan kopmadan bilim ve teknolojiye
engeller çıkarmadan uygun bir düzenleme yapılacaktır.
Biz Türk
toplumu olarak bahanesi ne olursa olsun,sanayi devrimini,atom çağını,Uzay
çağını vb adlarla anılan çeşitli çağları maalesef kaçırdık,hiç olmazsa şu
anda yaşadığımız İnternet çağı olarak da ifade edilen bu çağı,anlamsız
bahanelerle kaçırmamalıyız.
Zorlayıcı ve
engelleyici düzenlemelerle engeller çıkarılmamalı,gereksiz korkularla
İnternet budanmamalıdır.
Bütün dünya insanını sanal
ortamda da olsa buluşturan İnternet,adeta bir dünya okulu,bir eğitim alanı
olarak önemli bir görev üslenmektedir.
Böyle bir alanı bırakın
kısıtlamayı,eğer bu alanı kısıtlayan,engelleyen ister teknolojik,isterse
başka unsurlar olsun ortadan kaldırılmalı ve geniş halk kesimlerinin
faydalanacağı bir duruma getirilmelidir. Bunu söylemekle herhangi bir
düzenleme olmasın demiyoruz.
Mutlaka bazı düzenlemeler
olmalıdır. Ancak bu düzenlemeler engelleyici, zorlaştırıcı değil, çağa ve
dünya şartlarına uygun, kolaylaştırıcı ve teşvik edici düzenlemelerin
yapılmasında zaruret vardır.
Bu düzenlemelerle bırakın
engellemeyi daha yeni ufuklar serilmelidir gençliğimizin önüne.
İnternet sayesinde bu gün
bulunduğumuz yerden borsayı,döviz piyasasını, taşıt alım satımını,ülkenin
istihdam alanlarını, sınav sonuçlarını, vatandaşlık numaralarını(nüfus
idarelerine gitmeden), Eşe dosta mesaj ve elektronik mektup gönderilerini,
öğrencilerin okullarına dönem kayıtlarını bulundukları yerlerden
yaptırmalarını, kısa sürede sabıka kaydı çıkarmayı, anında para havalelerini
ve daha sayamayacağımız kadar bir çok kolaylığı ve ekonomikliği sağlayan,
hayatımızın bütün alanlarına girmiş olan İnternet’e engeller koymak, ilme de,
teknolojiye de, dünya şartlarına da ters düşen bir uygulama olacaktır.
Böyle bir durum yine
bizlerin İnternet çağını da kaçırmamıza sebep olacak ve böylece kaçırdığımız
çağlara yeni bir çağ daha eklemiş olacağız.
İnternet tüm dünya
insanının buluştuğu,tanıştığı ve tecrübelerini paylaştığı bir dünya eğitim
hattıdır. Kıymayalım.
<==Anasayfa