IRAK’TA SİNSİ PLANLAR DEVREDE

İSMAİL SARIÇAY

E-posta: isaricay@gmail.com                                                       

 Son zamanlarda Irak’ta çok tehlikeli ve sinsi oyunlar sahneye konmaya başladı.  Türkmen’lerin Tuzhurmatı’daki milli kahramanlarının anıtları bombalanarak Türkmen’ler provoke edildi.  Ardından çıkan olaylarda on bir Türkmen katledildi.

Buradaki provokatif eylem Türkmen’lerle Kürt’leri karşı karşıya getirmek amacına yönelikti. Öylede oldu. Böylece Türkmen’lerle Kürtler arasına ilk kin tohumları da bu olayla serpilmiş olacaktı ve oldu da.

Kerkük ve Musul gibi Türkmen’lerin ağırlıklı olduğu yerleşim bölgelerine işgal güçleri tarafından, Kürt yöneticilerin atanması, ayrıca bir başka gerilim noktasını oluşturmaktadır.

Bu tip uygulamalar işgal güçlerinin bölge halkını karşı karşıya getirmek amacından başka bir şey değildir.

Asıl kanlı provokatif olay ise 29 ağustos 2003 günü Necef’te Cuma namazı çıkışı yaşandı.

 Irak Şii’lerinin önde gelen Şii lideri Muhammed Bagiri El Hekim, Necef’te Cuma namazı çıkışı arabalara yerleştirilen bombalarla öldürüldü. El Hekimle birlikte yakın çevresi ve yüz yirmi dolayında insan katledildi.

Burada bir çok spekülasyon yapılacaktır ama, kim ne derse desin bunların baş sorumlusu işgal güçleridir.

Bunların arkasında da CIA, MOSSAD ve İngiliz ENTELEJANS teşkilatlarının bulunması büyük ihtimal dahilindedir.

Bu olaylardan kimin çıkarı olabilir ona bakmak yeterlidir. Dolayısıyla bu günkü ortamda katliamlardan çıkarı olanlar işgal güçleridir.

Çünkü El Hekim’in ortadan kaldırılması  herkesten önce işgal güçlerinin işine gelir.

Irak halkı üzerinde büyük etkisi olan ve işgale karşı çıkan herkes, işgal güçleri tarafından birinci öncelikli tehlikedir.

Emperyalist güçler her zaman şu taktiği kullanmışlardır. “Önce birbirine düşür, sonra birbirini kırdır, daha sonrada böl ve yönet” taktiğini kullanmışlardır.

 İşte bütün bu yöntem ve taktikler Irak’ta şu anda sahneye konmuştur. İşgal güçlerinin Irak’ta gittikçe batağa saplanması, ne yapacaklarını şaşırmaları akla hayale gelmeyen planları da uygulama safhasına sokmalarına neden olmaktadır.

Dün Türk askerini ne pahasına olursa olsun, Irak’ta görmek istemeyenler, alel acele Türk askeri istemektedirler. Türk askeri istemelerinin altında şu düşünceler yatabilir.

Türk askeri Irak’a çekildikten sonra, askerlerimizi Irak halkıyla karşı karşıya getirmek için çeşitli oldu bittiler meydana getirmek.

Irak halkının büyük çoğunluğunun Türk’lere karşı sempati duyduğunu bütün işgal güçleri şu anda görmüş durumdadırlar.

Bu durum uzun vadede Türklerin lehine ve kendilerinin aleyhine işlediğini ve işleyeceğini gayet iyi bilmektedirler.

Şimdiden Türklerin bu etkisini kırmak için, Türk’leri de işgal gücü grubuna sokmaya ve yaptıkları katliamlara ortak etmeye çalışmaktadırlar.

 Böylece Irak halkı karşısında, Türkleri de düşman güç sınıfına sokmak.

Eğer Irak’a asker göndereceksek, işgal güçlerinin koruyucusu ve yardımcısı olarak değil, öncelikle Kuzey Irak olmak üzere, belli bir bölgede ve Türk komutası altında gönderilmelidir.

İşgal güçleri, Irak halkının Türklere duyduğu tarihten gelen özel sempatiyi yok etmek ve Türkiye’yi kendi düştükleri kötü duruma düşürmek için her türlü oyunu oynayabilirler.

Hatta düşman kabul ettikleri Saddam yanlılarıyla ve Kürt Peşmerge’lerle birlikte Türk askerine karşı çok sinsi oyunlar  tezgahlayabilirler.

Bizi Irak halkıyla karşı karşıya getirip, birde kurtarıcı rolüne bile soyunabilirler.

Öyle anlaşılıyor ki işgal güçleri Irak bataklığından çıkabilmek için her türlü sinsi plan ve projeleri devreye sokmuş görünüyor.

Bu günlerde, Şii-Sünni, Türkmen-Kürt, Arap-Kürt çatışması gibi çatışmaların alttan alta temelleri atılmaktadır.

Önümüzdeki günlerde ülkemizi de etkileyebilecek, çok daha kanlı ve karmaşık olaylarla karşı karşıya kalabiliriz.

Her türlü tezgâhlara, seneryolara karşı uyanık ve hazırlıklı olmalıyız.   02.09.2003