KARADENİZ ÇIRPINIYOR

 İSMAİL SARIÇAY

E-Posta: isaricay@gmail.com

Karadeniz uzun zamandan beri böyle dalgalanıp çırpınmıyordu. Üzerinde kendisini ve çevresini yakacak ateş makineleri bu kadar asık suratla volta atmıyordu.

Gürcistan Rus savaşıyla birlikte barış denizi olan Karadeniz yavaş yavaş ısınmaya başladı.

Bu gün ABD ve Rus gemilerinin karşılıklı gövde gösterisine sahne olan Karadeniz adeta bu duruma isyan edercesine çırpınıyor.

Sömürgeci güçlerin Kafkaslardaki karşılıklı hesabı ya da paylaşımı bölgeyi top yekûn savaş tehlikesine maruz bırakıyor.

Rusların zaten her zaman sıcak tuttukları öncelikli emelleri Kafkasya’ya tekrar hâkim olmaktı.

Ayrıca Çar deli Petro’dan bu tarafa “sıcak denizlere inme” hayaliyle yanıp tutuştuklarını da dünya âlem biliyor.

ABD’nin de Ortadoğu ve Orta Asya’yı kontrol etmek istediği uzun yıllardan beri hepimizin malumu. Bunun yanında ABD’nin Gürcistan’a yerleşmekle, İran’ı yakından vurabilecek mevzi edindiği de bir başka gerçek.

Bu güçlerin Orta Asya enerji yol ve kaynaklarını ele geçirme planları başta Karadeniz bölgesi ülkeleri olmak üzere tüm bölgeyi büyük bir tehlikenin eşiğine getirdi.

Burada emperyalist güçlerin çıkarları gereği birbiriyle danışıklı dövüş yapabileceklerini de iyi bilmemiz gerekiyor.

Rusya ve ABD’nin Orta Asya ve Kafkaslardaki planlarını karşılıklı gerçekleştirebilmek için böyle bir senaryo hazırlayabileceklerini de bir kenara yazalım.

Eğer karşılıklı planlarda her iki gücün de hedeflerine ulaşma ihtimali söz konusuysa birlikte yapamayacakları provokasyon yoktur.

Her ikisinin de sicilleri temiz değildir. Özgürlük ve demokrasi adına ülkeleri nasıl işgal ettiklerini ve nasıl katliamlar yaptıklarını Çeçenistan’da, Afganistan’da ve Irak’ta gördük.

Türkiye’nin son yıllarda güçlenmesi ve kendi hinterlandına sahip çıkmaya başlaması her iki gücünde işine gelmediği malumdur.

Onun için Türkiye’nin Kafkasya ve Orta Asya yollarını bu günden kesmek ya da kontrol altına almak için bu tip senaryoların olabileceğini de unutmayalım.

Rusya ile Gürcistan savaşının ilk günlerine bakılacak olursa bazı soru işaretlerinin de kafaları kurcalaması gerekir.

Şöyle ki;

ABD’nin teşvikiyle Gürcistan kendi sınırları içindeki özerk bölgesi Güney Osetya’ya girmesinin hemen ardından, Ruslar sanki daha önceden her şey planlanmış ve ayarlanmış gibi Gürcistan’a yıldırım hızıyla saldırdı.

Sanki tankların ve topların motorları daha önceden çalıştırılmış saatini bekliyormuş.

İşte bu durumun bazı soru işaretlerini aklımıza getirmesi gerekiyor.

Çıkarılan bu savaşla ABD Kafkasya’ya doğrudan müdahil olmuş oluyor. Diğer taraftan Ruslarda istedikleri gibi Karadeniz sahillerini genişletme fırsatını değerlendirdikleri düşünülebilir.

 Rusya’nın, Abhazya topraklarını ve limanlarını kendi toprakları gibi kullanmaya başladıkları da bunun delilidir.

Böylece hem Ruslar hem de ABD istedikleri hedefe bir adım daha yaklaşmış oldular.

Durumu saklamak için her iki tarafta dünyaya ve kendi müttefiklerine karşılıklı gerginlik varmış gibi bir görüntü de vermiş olabilirler.  

01.09.2008