YAZARLAR

KORKULARLA YAŞAMAK 

                                     İsmail SARIÇAY                                                                                      29.04.2006

                                     e-posta: isaricay@gmail.com

Türk insanı olarak hep korkutularak ya da korkularla yaşamaya mahkûm edilmişizdir.

Daha dünyaya gözümüzü açtığımızdan itibaren öcüler ve böcülerle korkutulmaya başlarız.

Biraz büyüyünce inler, cinler ve perilerle korkutuluruz.

Derken büyürüz başka korkular kafamıza sokulmaya başlar.

Hâlbuki atalarımız şöyle demiştir. Çocukları terbiye ederken korkutarak değil bilgilendirerek ve kendine güven sağlayarak terbiye edin.

Korkutularak ve döverek yetiştirilen çocuklar yarın düşmanla ve hayatla mücadelesinde hep korkak davranışlarda bulunur ve başarısız olur.

Fakat her nedense korkular Türk halkının yakasını bir türlü bırakmaz ya da bıraktırılmak istenmez.

Yeni bir açılım mı gündeme geldi. Hemen karşısına korkuları ifade eden argümanlar ortaya atılır.

Yeni bir fikir mi söylendi hemen bu fikrin ne kadar tehlikeli olduğuna ait dayanaklar bulunmaya çalışılır.

Ne yazık ki söylenenlerden faydalanma cihetine gidilmez.

Çünkü insanlara korkularla inandırılanların, yanlış ya da eksik olmasının ortaya çıkmasından korkulur.

Yeni bir yeniliğin gelmesi demek eskinin pabucunun dama atılması anlamına gelir.

Kendi çıkarlarını yanlış da olsa korkular üzerine kuran çıkar çevrelerinin, çıkar dengelerinin bozulacağından dolayı yanlışın devamında ısrar etmeleri boşuna değildir.

Çıkarları bozulacak olanlar hep kaybedecekleri korkusu içinde yaşarlar.

Eleştirilmekten korkarlar, düşünce üretiminden korkarlar, yeni açılımlardan korkarlar.  

Korkacaklardır çünkü yeni yeni düşünceler var olan yamuklulukların farkına varılmasını sağlayacaktır.

 Korkulardan beslenenler, korkuların ortadan kalkmasıyla kendilerinin değersizleşeceklerinden endişelidirler.

Korkulardan beslenenler, ellerindeki olanakların yok olacağını ve bir daha bu olanaklara kavuşamayacaklarından korkmaktadırlar.

Korku salarak ayakta durmaya çalışanların en büyük korkuları, düşünen insanların çoğalması, üretenlerin çoğalması, kaybetmekten korkmayanların çoğalmasıdır.

Korkuyla yaşatmak isteyenler, her zaman demoklesin kılıcı gibi bir korkuluk icat edip çıkarlarını sürdürmeye devam etmektedirler.

Halkımızı da uzun zamandır korkularla terbiye etmeye alıştıklarından bunu ilelebet sürdürmek istemektedirler.

Aslında korkudan beslenenler en çok korkularla yaşayanlardır.

<==Anasayfa