Nevruz
Türklerin yüz yıllardan beri bahar bayramı olarak kutladığı etkinliklerin
başında gelir.
Nevruz Farsça bir sözcük olup “yeni gün”
anlamına gelir ve bahar bayramı olarak çok uzun yıllardan beri kutlanır.
Nevruz, tarihte başta Uygurlar olmak üzere,
birçok Türk devletinin takvim başlangıcı olarak kabul edilmiştir.
Nizamü'l-Mülk de XI. Yüzyılda yazdığı
Siyasetnâme adlı eserinde bu bayramdan söz eder. Bu bayramın aynı zamanda
yılbaşı olduğunu belirterek Nevruz geleneklerini anlatır.
Kaşgarlı Mahmut da Divân-ı Lügati't-Türk'te
Türklerde yıl başlangıcının Nevruz olduğunu ifade eder.
Ayrıca, 12 Hayvanlı Türk Takvimi'nin
başlangıcının da 21 Mart olduğu bilinmektedir.
Yine Türklerin Asena adlı dişi bir Bozkurt
önderliğinde Ergenekon’dan çıktıkları gün olarak da kabul edilir. Demir ve
ateşin birleştiği o gün Türklerce kutsal kabul edilerek bayram ilan
edilmiştir.
Nevruz bayramlarında çok çeşitli Nevruz
nameler söylendiği de günümüze kadar ulaşmıştır. Bu nevruz namelerde bir
dörtlük şöyle der.
At binip oglak alip
meşrep kilur kundur bu kun
Keldi noruz yilbasi ketdi konlinun cirkini
Noruz diban kilurler hatunlarinin Turkini
Meclis kilip aynasur acar konul mulkini
Kaygu mihnetler ketip oynasir kuntur bu kun.
(At binilip oğlaklar alınan, çeşitli şölenler düzenlenen gündür bu gün
Nevruz geldi gönüldeki çirkinlikler gitti
Hanımlar Nevruz ile ilgili şarkılar söyleyip geliyorlar
Kız ve oğlanlar kulaklarına güller kıstırıp, takkelerini yana kaydırıp
geliyorlar
Kurulan meclislerde oynanır oyunlar açılır gönüller
Kaygı ve sıkıntının dağıldığı gündür bu gün)
İşte bu nedenlerle Türklerde Nevruz, yeni
bir yılın, canlanmanın, baharın gelişi ve değişimin başlangıcı olarak kabul
edilmiş ve günümüze kadar kutlana gelmiştir.
Bin dokuz yüz ellili ve altmışlı yılları
hatırlayanlar bilir. O yıllarda özellikle kırsal kesimlerde nevruz bayramı
oldukça büyük ilgi görürdü.
O gün yumurtalar kaynatılır, börekler
yapılır kırlara gidilirdi. Yumurtalar kaynatılırken, yumurtaların renklenmesi
için soğan kabuğu, çam kabuğu vb. konularak yumurtalar renklendirilirdi.
Çünkü o yıllarda şimdiki gibi renkli yumurta bulmak oldukça zordu.
Bu renkli kaynatılmış yumurtalarla kırlara
çıkıldığında yumurta döğüşleri yapılırdı. Bu döğüşlerde benim yumurta
seninkini yener, yok benimki seninkini yener diye eğlenceli yumurta
çarpışmaları yapılırdı.
Ayrıca hayvancılık yapanlar, nevruz
bayramından sonra baharın geldiği kabul edilerek hayvanlarıyla birlikte
yaylalara çıkarlardı.
Halkımızca nevruz, mart dokuzu olarak da
adlandırılır. Mart dokuzundan sonra yazlık ürünler hariç ekim yapılmaz denir.
Nevruz bayramı kutlamaları yüz yıllarca
insanların birbirleriyle kaynaşmalarını, tanışmalarını sağlamış ve ortak bir
kültür oluşturmuştur.
Çin seddinden Adriyatik’e kadar yaşayan
Türk, Kürt, Fars, Gürcü, Çeçen, vb. bütün insanların ortak bayramı olmuştur.
Ancak son zamanlarda nevruz bayram olmaktan
çıkarılıp bir çatışma ve ayrışma günü olarak kullanılmaya çalışılmaktadır.
Yüz yıllardır, yüz milyonlarca insanın
gönlünde bayram olarak kabul ettiği Nevruzu hiç kimse kirletmemeli ve marazi
amaçlarına alet etmeye kalkmamalıdır.
Hiç kimse kaynaşmanın, birleşmenin,
yardımlaşmanın, sevinçlerin, barışın ve huzurun sembolü haline gelmiş
Nevruzu, husumet günü haline getirmeye çalışmamalıdır.
<==Anasayfa