YAZARLAR

  

ÖĞRETMEN ADAYLARININ IZDIRABI

        İsmail SARIÇAY                                                                   04.07.2006

e-posta: isaricay@gmail.com                                           

On binlerce öğretmen adayı ve üniversite mezunu devlet kapısında bir iş sahibi olabilmek için geçtiğimiz hafta sonu 1-2 temmuz 2006 tarihlerinde ter döktü.

Nice ümitlerle ÖSS’ye girerek bir fakülte kazanan binlerce gencimiz, fakültelerini bitirdikten sonra şimdide iş bulabilme derdine düştü.

ÖSS’ye hazırlık kursları yetmemiş gibi birde KPSS’ye hazırlık kursları çıktı. Binlerce YTL’lik masraflar yapılarak yine aile bütçelerine büyük yükler eklendi.

Büyük masrafların eklenmesi bir tarafa, bu gençlerimizin büyük bir kısmı yine açıkta kalmakla karşı karşıya kalacak.

Çünkü devletin istihdam edeceği kişi sayısı sınava girenlerin yanında devede kulak kalıyor.

Özellikle büyük emek ve masraflarla öğretmen olarak yetiştirdiğimiz on binlerce gencimiz, alınacak sınırlı sayıdaki öğretmen ihtiyacı nedeniyle çok sevdikleri mesleklerine kavuşamayacaklar.

Yani öğretmen adayları öğretmenliğe başlayamamanın ızdırabıyla çile çekmeye devam edecekler.

Ülkemizin bu gün, hemen 50-60 bin öğretmen ihtiyacı olmasına rağmen, 10 bin dolayında öğretmen atanacağının açıklanması diğer bir çarpıklığı ifade etmektedir.

Hem 50-60 bin öğretmene ihtiyacımız olacak, hem de bunun sadece 10 bin dolayındaki öğretmen adayını alabileceğiz.

Buradan şu sonuç çıkmaktadır ki, bir çok okulumuzda dersler ya boş geçecek ya da branş dışı öğretmenlerle idare edilecek.

Şunu hiçbir zaman unutmamak gerekir. Her şeyden tasarruf yapabilirsiniz ama eğitimden asla tasarruf yapma yoluna gidilmemelidir.

Çünkü eğitim demek ülkelerin geleceği demektir.

Eğitiminizin kalitesi neyse, insanınızın da, ekonominizin de, ticaretinizin de, sporunuzun da, sanayinizin de, velhasıl her şeyinizin de kalitesi odur. 

Buna rağmen eğitimde tasarruf yapmaya çalışılırsa, bu geleceğimizi tehlikeye atmak anlamına gelir.

Hiçbir ülke ve toplum bilerek kendi geleceğini tehlikeye atamaz. Atmaması içinde yeni nesilleri çağın gereklerine göre yetiştirmek zorundadır.

Buda sadece eğitim kadrolarıyla başarılabilecek bir şeydir.

Bu görevi de layıkıyla yapacak olanlar ancak ve ancak öğretmenlerdir, eğitim kadrolarıdır.

Yıllarca öğretmen olma hayaliyle yanıp tutuşan öğretmen adaylarının büyük bir kısmı maalesef bu yılda atanamayarak ümitlerini gelecek yıllara saklamak zorunda kalacaklardır.

Hâlbuki her yıl Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu öğretmen sayısı belirlenip eğitim fakültelerine ona göre öğrenci alınmış olsa, okulunu bitirenlerin hiçbir endişeye mahal bırakmadan hemen atamaları sağlanabilir.

Onlarca gençle konuştuğumuzda, işe girmenin Üniversiteye girmekten daha zor olduğunu ifade etmektedirler.

Hele bir fakülte bitirdikten sonra hâlâ ailelerine yük olmanın verdiği sıkıntının başka hiçbir şeye benzemediğini söylemektedirler.

“Hepimizin yaşı yirminin üzerindedir. Bizler ailelerimize yardımcı olacağımıza bu yaşta hala ailelerimize yük olmak bizleri derinden yaralamaktadır” demektedirler.

Bir öğretmen adayı “Bizler öğretmen olup yeni nesilleri yetiştireceğiz diye heyecanlanırken, önümüze çıkan KPSS sınavı, büyük çoğunluğumuzu maalesef hem işsiz ve aşsız hem de çok sevdiğimiz mesleğimizden bizleri mahrum bırakmaktadır” diye haklı olarak serzenişlerde bulunmaktadır.

Yerden göğe kadar haklılar.

Öğretmen olarak yetiştirdiğimiz gençlerimizin başka alanlarda istihdamı da oldukça zordur.

 Çünkü bu gençlerimiz insan yetiştirmek için eğitildi.

<==Anasayfa