Eğitim, öğretim
denilince ilk akla gelenler öğretmenlerdir.
Öğretmenler tüm toplum kesimlerini direk etkileyen
ve şekillendiren yegâne meslek grubudur.
Bir ülkenin öğretmenlerinin ya da
eğitim kadrolarının durumu neyse, eğitiminin de, insan kalitesinin
de, sanayisinin de, ticaretinin de, bilimsel çalışmalarının da,
dünya ile rekabetinin de durumu odur.
Öğretmenlik kutsal meslektir
denir.
Yerden göğe kadar doğrudur.
Öğretmenler dünyanın her yerinde
insanların en yakından tanıdığı ya da tanımak istediği
insanlardır.
Çünkü her insan(istisnalar hariç)
öğretmenlerin önünde diz çökerek hayat basamaklarını birer birer
tırmanır.
O basamakların her kademesinde
öğretmenlerin sevgisi, hoşgörüsü, tuğlaları, harçları, renkleri
vardır.
Başarılarının da,
başarısızlıklarının da temelinde öğretmenlerin emekleri,
enerjileri, idealleri, kılavuzlukları mevcuttur.
Bir ülkenin öğretmenlerinin sosyo-ekonomik
durumu o ülkenin barometresi niteliğindedir.
Öğretmenleri sosyolojik,
psikolojik ve ekonomik olarak rahat olmayan toplumların genel
yapısının da aynı şeylerden muzdarip olduğunu görürsünüz.
Gelişmiş ülkelere baktığımızda en
elit tabaka ve değer verilen meslek, öğretmenler ve
öğretmenliktir.
Ülkelerin Cumhurbaşkanından
tutunda bakanlarına, komutanlarına, doktorlarına, mühendislerine
ve aklınıza hangi mevki ve makamdaki insan gelirse gelsin
öğretmenlerin eseri olduğunu görürsünüz.
Atatürk boşuna söylememiş
“öğretmenler yeni nesiller sizin eseriniz olacaktır” diye.
Yine geri kalmış ülkelere
baktığımızda en geri planda tutulanlar öğretmenler ve öğretmenlik
mesleğidir.
Hatta ülkemizde de bundan birkaç
yıl öncesine kadar çokça konuşulan bir laf vardı. “çocuğum hiç bir
şey olamazsa bari öğretmen olsun” denirdi.
Bu sözleri hemen hemen hepimiz
yıllarca ve defalarca işitmişizdir.
Genellikle toplumların değer
ölçüleri, meslek gruplarının sosyal statü ve gelir durumlarıyla
ortaya çıkmaktadır.
Bir meslek ne kadar hayati olursa
olsun, ne kadar değer ifade ederse etsin, o meslek gruplarının
sosyal statüleri ve gelir düzeyleri düşükse, toplum tarafından
“hiç olmazsa bunu bari olsun” ölçütüyle değerlendirilir.
Yani hiç yoktan iyidir anlayışı
hâkim olur insanların kafasında.
Ülkemizde öğretmenlerin durumu son
yıllarda biraz düzelmesine rağmen, meslek grupları sıralamasında
en son sıradaki yerini hala korumaktadır.
Öğretmenler, ister Asker, ister
emniyet, ister sağlık vb. alanlardaki meslek grubu çalışanlarıyla
kıyaslansın, hep son sıralarda yerini almaktadır.
İşi eğitim konularıyla uğraşmak
olan öğretmenler, ekonomik sıkıntılarını hafifletebilmek için
ikinci, hatta üçüncü bir iş yapmak zorunda bırakılmaktadır.
Bu durum onlarca yıldan beri tüm
yetkililerimiz tarafından dile getirilmesine rağmen maalesef köklü
bir çözüm getirilememiştir. Yakın gelecekte de getirileceğe de
benzemiyor.
Memurların durumlarının
iyileştirilmesiyle ilgili yapılan son ek ödemelerde bile yine
öğretmenler mağdur edilmiştir.
Çünkü öğretmenlerin ücretleri
artırılıyor diye başlayan iyileştirmelerde bile toplumun
bildiğinin aksine öğretmenlere verilen hiçbir şeyin olmadığını
söylesek yanlış olmaz.
Ders ücretleri yüzde yüz
artırıldının arkasına baktığımızda öğretmenlerin büyük
çoğunluğunun eline hiçbir şey geçmediğini göreceksiniz.
Çünkü kaç öğretmen ne kadar ek
ders saati alıyor ona bakmak lazım. Öğretmenlerin yüzde olarak
büyük çoğunluğunun ek derse girmediği ya da çok cüzi sayıda ek
derse girdiği herkesçe malum.
Bir de ek ders ücretlerinin,
tatillerde, izinlerde, raporlarda alınmadığını düşünürseniz
öğretmenlere yapılan iyileştirmeleri daha iyi görürsünüz.
Buna karşılık birçok meslek
grubuna yüz ile yüzeli YTL iyileştirme yapıldı ve her ay maaşları
bu farkla birlikte ödeniyor.
Eğer öğretmenlere de bu şekilde
bir iyileştirme yapılsaydı daha doğru ve daha adaletli olurdu.
Ülkemizin her alanda kalkınmasını
ve gelişmesini istiyorsak insan kaynaklarımızı yetiştiren,
yönlendiren öğretmenlerimize, gelişmiş ülkelerdeki emsallerinin
gerisinde kalmayacak bir hayat standardına getirmemiz gerekir.
Aksi takdirde dünyada her yıl
yapılan ister bilimsel, ister ekonomik vb. gelişmişlik
sıralamalarında olsun, her zaman yerimizi sonlarda görmeye devam
edeceğimizden hiç kimsenin şüphesi olmasın.