Her gün
bir intihar edeni veya cinnet geçireni televizyonlardan irkilerek izliyoruz.
Toplumumuz ve insanlarımız her gün biraz daha karamsarlığa,
ümitsizliğe,yalnızlığa ve çıkmazlara itiliyor. Hiçbir Allah’ın kulu da bunlar
nedir ,neye işarettir deyip ne çare üretiyor, nede çözüm buluyor.
Toplumun nereye sürüklendiğini maalesef göremiyor ve okuyamıyoruz.Her gün
büyük harflerle gözümüze gözümüze sokulan bu olaylar toplumumuzun büyük bir
buhrana sürüklendiğini, çöküşe doğru yol aldığını apaçık ifade ederken
sorumlular maalesef bu gidişe bir çözüm bulamıyor,bulamadığı gibi de üzerinde
pek de durmuyor.
Bir gün
bakıyorsunuz T.B.M.M bahçesinde bir simitçi kendini ağaca asıyor,diğeri bir
apartmanın sekizinci katından bütün insanlara ibret olacak şekilde
atlıyor,bir başkası boğaz köprüsünden kendini aşağıya bırakıp intihar
ediyor,başka biri en değerli varlıkları olan çoluğunu çocuğunu kurşuna
diziyor veya kesiyor,bir başkası başbakanlığın önünde kendini yakmaya
çalışıyor veya zincire vuruyor ama bunlar neden oluyor diye ne yazık ki
kimse ne düşünüyor nede köklü çözümler bulmaya çalışıyor.
Kimi işsizlikten,kimisi borcunu ödeyememekten, kimi
derdine çere bulamamaktan,kimisi evine götürecek ekmek parası bulamamaktan
bunalıma girmekte ve istenmeyen sonuçlar ortaya çıkmaktadır.
Toplumumuz
büyük bir çözülmenin eşiğindedir.Moral değerleri aşındırılmış,sosyal ve
psikolojik olarak anafora uğratılmış,ekonomik olarak ise büyük tonajlı bir
pres altına sıkıştırılmış Türk insanı, bir çıkış yolu bulamaz ve düşünemez
duruma getirilmiştir.
Milletimizin büyük çoğunluğu yarınlarından ümidini kesmiş, dayanacağı ve
güveneceği ne bir dostu ne de tutunacağı bir dal kaldığına inanıyor artık.
Yarınından
emin olmayan insanlar,moral değerlerini de kaybettiğinden, hayata bakış açısı
olumsuz yönde değişime uğrayarak,büyük bir karamsarlığa ve ümitsizliğe
kapılarak tek çare olarak kendi hayatına yanlış ve tehlikeli de olsa
maalesef son verebiliyor.Acı gerçek bu.
Biz bu intihar olaylarının hikayelerini hep Avrupa’ya
gidip gelenlerden dinlerdik.Oralardaki intihar kuleleri anlatılır,bizde
şaşkın şaşkın dinlerdik.Nasıl olurda insanlar kendi kendini öldürebilir diye.
Çünkü ülkemizde bu tip olaylara yakın zamanlara kadar çok
az rastlanırdı.Zaman zaman basında çıkan Avrupa menşeli bu tip haberlerde
Türk insanının intihar sıralamasında dünyada son sıralarda olduğu yazılır
çizilirdi.
Avrupa’lılara göre bunun sebebi de Türklerin moral
değerlerine çok sıkı bağlı olmasından kaynaklanıyordu.
Toplumumuzu daha da çıkmazlara sürüklemeden gerekli her
türlü tedbirler alınarak ekonomik ve moral yönünden rahatlaması
sağlanmalıdır.
Özellikle
gençlerimizi, milli ve moral değerlerimizle donatarak,onlara bu
değerlerimizin her türlü sıkıntıya,zorluğa, çaresizliğe ve yokluğa karşı bir
direnç kaynağımız olduğunu bilmelerini,altından kalkılamayacak hiçbir
problemin olmadığını,her türlü problemin şöyle veya böyle bir çözümümün
bulunduğu konusunda uyarmamız ve onları hayata karşı daha dirençli kılmamız
gerektiğine inanıyorum.Genç insanlar ümitlerle yaşar.
Onlara ümit verecek geleceğe güvenle bakacak, kaynaklardan mahrum
bırakmayalım.
Toplumumuzda meydana gelen bu gerilim ve sıkıntıları iyi okuyup,sebep ve
sonuç ilişkilerini iyi değerlendirip,toplumumuzun değer yargılarını bir
saniye bile hatırdan çıkarmadan, her düzeydeki insanların bunlara çare
üretmeleri,çözüm yolları göstermeleri ve uygulayıcılarında bunlardan
faydalanarak ilmin ve teknolojinin ulaştığı çözüm metotlarıyla icraya
koymaları gerekir.
Yoksa gidiş iyiye işaret değil,faturalar altından kalkamayacağımız kadar ağır
olabilir.
<==Anasayfa