ÖZGÜRLEŞTİRMENİN! BİRİNCİ YILI
İSMAİL SARIÇAY
E-posta: isaricay@gmail.com
Dünyada iki bin üç yılının en önemli olaylarının başında Irak işgali, yani Irak’ın özgürleştirilmesi! gelmektedir.
20 mart 2003 günü tüm dünyanın ve BM’nin karşı çıkmasına rağmen komşumuz olan Irak özgürleştirilmeye! başladı.
Bu özgürleştirilme! saldırılarında hiç denenmemiş yeni geliştirdikleri kitle imha silahlarını denediler. O tonlarca ağırlığındaki bombaların, Irak şehirlerini insanlarla birlikte nasıl alev topuna döndürdüğünü, bütün insanlık, dehşet içinde televizyonlardan canlı olarak izledi.
Masum halkın üzerine dünyada eşi ve benzeri daha önce görülmemiş bombalar atılarak Irak halkı nasıl da özgürleştirildi! hepimiz şahit olduk.
Bütün bunlar dünya kamuoyunun karşı çıkmasına ve sokaklara dökülmesine rağmen yapıldı.
Uzun zamandan beri bir çok emperyalist güç tarafından, Orta Doğuyu ele geçirme ve petrol kaynaklarına sahip olma planları yapılıyordu. Bu amaçla çeşitli senaryolar üretildi. Bu senaryoların en kanlı uygulaması da Irak-İran savaşıyla başlatıldı.
Tam sekiz yıl süren bu savaşta, senaryo sahipleri Irak’ın gaddar diktatörü Saddam’a her türlü yardımı yaptılar. Kitle imha silahlarından tutun da çeşitli yasak silahları el altından verdiler. İki komşu ülke insanlarını bir birine kırdırdılar.
Sonra oyuncak haline getirdikleri Irak liderini Kuveyt’e saldırttılar. Böylece bütün dünyanın da kabul edebileceği bir müdehale bahanesi oluşmasını sağladılar.
Ardından doksanlı yılların başında birinci Körfez savaşını başlattılar. Bu sebeple Orta Doğuda bazı köşe başları tutuldu. Bazı petrol kaynaklarının elde edilmesi sağlandı.
O zaman Saddam’ı devre dışı bırakmaları gerekirken ona dokunmadılar. Çünkü Saddam’ın yapacağı daha büyük görevler vardı. İleride dünya imparatorluğuna ulaşmak için Saddam iş başında tutulmalıydı. Öyle de yapıldı.
Bir çok yalan dolanla, amaca uygun haber ve istihbaratlar üretildi. Planlar adım adım yürüyordu. Nihayet 20 mart 2003 günü düğmeye basıldı.
Bu saldırının temel amacı kitle imha silahlarını yok etmek ve Irak halkını özgürleştirmek! olarak açıklandı.
Güya böylece kitle imha silah deposu haline gelen Irak, bu silahlardan temizlenecek ve Irak halkı Saddam diktatöründen kurtulacak, özgürleşecek! ve zenginleşecekti!
Tam bir yıl sonra 20 mart 2004 günü bu özgürleştirme! operasyonunun geldiği noktaya baktığımızda, Irak halkının nasıl özgürleştirildiğini! hepimiz görüyoruz.
On binlerce masum insan katledilmiş. Irak’ta ne huzur, ne barış, ne can güvenliği, ne iş, ne de aş kalmıştır. Tam bir trajedi yaşanmaktadır.
Her gün bombalar patlamakta, kollar bacaklar havada savrulmaktadır. Yüzlerce masum insan toplu olarak havaya uçurulmaktadır. Peki insanlar böyle mi özgürleştirilmeliydi?
Irak halkının güvenliğini sağlamaya gelenler bir yıl sonra kendi güvenliklerini sağlayamaz duruma düşmüşlerdir.
Özgürleştirmenin! birinci yılında tüm dünya kamuoyunun da şahit olduğu gibi, bırakın özgürlükleri, yaşama hakkının bile tehlikeye düştüğü görülmektedir. Her gün onlarca insan öldürülmektedir.
Bir de çeşitli etnik ve mezhepsel ayrılıklar kullanılarak bir iç savaş çıkartılmaya çalışılmaktadır. Böylece işgal güçlerinin kitle imha silahlarıyla yaptığı katliamların üzeri kapatılmak istenmektedir.
Biz bu filmi Afgan-Rus savaşı sonrasında, Afganistan da iç savaş çıkartılarak, nasıl Rus katliamları örtüldüyse yine aynı film devreye sokulmaya çalışılmaktadır. Bunun emarelerini de son günlerde Irak’ta görmeye başladık.
Bu gün Irak’ta insanlar işsiz, aşsız, aç ve sefil bırakılarak yirmi birinci yüzyılda bir insanlık trajedisi yaşanır hale gelmiştir.
Bu gerçeği 20 mart 2004 günü dünyanın değişik ülkelerinde büyük kalabalıklarla yapılan protesto gösterileri, tüm insanlığın tekrar dikkatine sunmuştur.
Ayrıca Irak’a terörün kaynaklarını kurutmaya gelenler global terörün artmasına da neden olmuşlardır.
İşte Irak halkının özgürleştirildiğinin! birinci yılındaki manzara bu. 23.03.2004