Canlıların
hayatlarını devam ettirebilmeleri ve sağlıklı bir yaşam tarzı
sürdürülebilmesi için hepimizin bildiği doğal kaynakların
başında,soluduğumuz havada bulunan Oksijen gelmektedir. Oksijen
yoksa hayatta yok veya oksijenin bulunmadığı yerde canlıda yok
demektir.
Ayrıca oksijen miktarının az
olduğu yerlerde hava kirliliğinden,çeşitli hastalıkların
çoğalmasından bahsetmek mümkündür. Sağlıklı yaşayabilmek her
şeyden önce temiz ve oksijeni bol olan bir ortam gerektiği
hepimizin malumudur.
Oksijenin bol olduğu yerler ise
ağaçlık ve yeşilliği fazla olan yerlerdir. Altınoluk bölgemizde
olduğu gibi.
Zamanımızda şehirlerimizin hava kirliliği,insanların sağlıklarını
menfi yönde etkilemektedir. Bu olumsuz durumları ortadan kaldırmak
için dünyada çeşitli ülkeler çeşitli çarelere baş vurmaktadırlar.
Bunların başında da yerleşim
merkezlerinde ve çevresinde yoğun yeşil alanlar oluşturulmaktadır.
İnsanların iş stresi ve geçim sıkıntılarını azaltmak,
dinlenmelerini,kaynaşmalarını sağlamak,yürüyüş ve spor yapmak vb
faaliyetlerin yapılabileceği geniş ve yeşil alanların,park ve
bahçelerin gün geçtikçe önemi daha da artmaktadır.
Bizde bu yazımızda yukarıda bahsettiğimiz ölçüler içinde
Balıkesir’imizden kısaca söz edeceğiz.
Balıkesir il merkezi,bütün olumlu doğal şartlara rağmen,maalesef
yeşil alan yönünden oldukça fakirdir diyebiliriz.
Çünkü insanların gezip
dolaşabileceği,dinlenebileceği,oturup tatlı tatlı sohbet
edebileceği hemen hemen tek yer,altı eylül milli parkıdır.
Bir de şehir dışında kalan
değirmen boğazı vardır ki uzaklığı münasebetiyle gece gündüz bütün
halk kesimleri buradan yeteri kadar istifade edememektedir.
Onların dışında, ne yeni kurulan Bahçeli evler mahallesinde,ne
Adnan menderes mahallesinde,ne gün doğan mahallesinde,nede yeni
kurulan başka bir mahallede gözle görülür geniş yeşil alanlara
rastlamak mümkün değildir.
Halbuki Bahçeli evler,Adnan
menderes vb yeni kurulan mahallelerde İmar planları hazırlanırken
her şeyden önce park,okul,cami,gezinti ve spor alanlarının yerleri
belirlenip ondan sonra yapılaşmaya gidilmeliydi ki insanlar bu
gün olduğu gibi beton yığınları arasında sıkışıp kalmamalıydı.
Böyle büyük yerleşim yerlerinde en azından 30-40 bin metre
karelik yeşil alan veya park alanları olmalıdır.
Böylece insanlara nefes alma
olanağı tanınmakla kalınmayacak,içinde cıvıl cıvıl çeşitli kuş
seslerinin ve çiçek kokularının bir birine karıştığı,insanların iş
ve geçim streslerini unutturabilecek doğal alanlar oluşturulmuş
olacaktır.
Gelişmiş ülkelere baktığımızda geniş park alanlarının
yanında,evlerin bir çoğunun bahçe içlerinde olduğu,adeta yeşillik
denizi içinde yüzen birer gemi görüntüsü verdiğini hayranlıklarla
izliyoruz.
Onları görünce kendi kendimize
sormadan edemiyoruz. Onlar bunları başarıyor da bizler neden
yapamıyoruz? Onlardan neyimiz eksik? diye kendi kendimize
hayıflanıyoruz.
Yol ve asfalt yapmak kadar,parklar,spor alanları yapmak da en
azından o kadar önemli olmalıdır. Çünkü insanlar rahat
oturabilecekleri,bol bol temiz ve oksijenli hava teneffüs
edebilecekleri,eşiyle dostuyla sohbet ederek gezip
dolaşabilecekleri, yürüyüş yapabilecekleri, piknik
yapabilecekleri, doğa ile baş başa kalabilecekleri park yerlerini
tercih etmektedirler.
Halkın büyük çoğunluğu,aile
sohbetlerinde ve değişik platformlarda bu ihtiyaçları dile
getirmektedir. Ancak çeşitli nedenlerle kamu oyuna mal edilemediği
için bu istekler hep aile ve dost sohbetlerinde kalmaktadır.
Halkımızın bu veya buna benzer
medeni isteklerini hiçbir zaman göz ardı etmeden gerekli her türlü
çalışmanın yapılması gerekir.
İnsanlar beton yığınları arasında sıkışıp kalmaktan böylelikle
kurtarılmış olmakla beraber,insanların hem ruh,hem de fiziksel
sağlıklarının korunmasına büyük katkıda bulunulmuş olacaktır.
Tabi ki bu yapılacakları yerel yönetimler planlayıp yapacaklardır.
Yerel yönetimler, şehirleri düzenlerken elli-yüz yıl sonrasını
düşünerek imar planları yapılmalı, her üç beş yılda bir sokak ve
caddeler kazılıp insanlara huzursuzluk verilmemelidir.
Her yönetim değiştiğinde
gelişigüzel planlar değiştirilmemeli,her gelen yönetim,uzun vadeli
planlara uyarak,şehirlerimiz daha yaşanır bir güzelliğe ve düzene
kavuşturulmalıdır.
Medeni, sağlıklı ve güzel bir çevrede, doğal yeşillikler
içinde,bol bol temiz hava teneffüs ederek yaşamak, insanların
huzur, güven ve mutluluk içinde bir hayat sürmelerini sağlayacak
yatırımları istemek, toplum olarak hepimizin en doğal hakkı
olduğuna inanıyoruz.
Çünkü insanlar güzel şeylere layıktır.
<==Anasayfa