SAVAŞ
BULUTLARI
İsmailSARIÇAY
08.10.2002
e-posta:
isaricay@gmail.com
Dünyanın petrol ve gaz kaynakları bakımından, bir enerji deposu
olan Ortadoğu ve yakın doğuda anlaşmazlıklar, saldırılar,
savaşlar, kan ve gözyaşı hiç eksik olmamıştır.
Bu bölgede yaşayan halklar,bu kadar zengin
kaynaklara rağmen, her zaman mağdur, perişan ve sefil
olmuşlardır.
Sömürgeci ve saldırgan güçler, kendilerince
oluşturdukları nüfuz bölgelerini ellerinde tutmak için, her zaman
savaşlar çıkarmışlar veya her istediklerinde kaşıyabilecekleri
onlarca problem oluşturmuşlardır.
Yeri ve zamanı geldiğinde, bunlar bahane
edilerek çeşitli baskılar kurarak ve saldırılar düzenleyerek
çıkarlarını korumaya çalışmışlar ve çalışmaktadırlar.
Dünyanın hakim güçleri, enerji kaynağı olan
petrol bölgelerine müdahale edebilmek ve istedikleri zaman bu
bölgeye yerleşebilmek için hepimizin bildiği gibi Saddam’ı
yıllarca silahlandırdılar. Kuveyt’e saldırttılar.
Afganistan’a müdahale edebilmek için, yıllarca
önce Ladini oraya gönderip istedikleri zemini hazırlattıkları
gibi.
Aynı ülkeler Saddam’a toplar, tüfekler ve
füzeler sattılar. Sonra da Saddam, dünya için çok tehlikeli
silahları elinde bulunduruyor demeye başladılar. Ardından, o halde
Saddam yok edilmelidir naraları atmaya başladılar.
Peki bu adam bu silahları kimden ve nereden
aldı?(Tabi ki onlardan aldı.)
Madem Saddam o kadar tehlikeliydi de, neden bu
silahları ona sattınız ve desteklediniz? (Tabi ki gelecekte
kendilerine öcü lazımdı.)
1990 körfez savaşında kıstırdığınız Saddam’ı o
zaman neden tahtından indirmediniz? (Tabi ki bu günler için
ellerinde hazır sebep olsun diye.)
Çünkü öyle yapsalardı bugün Ortadoğu
petrollerinin tamamını ele geçirecek bahane bulamayacaklardı da
ondan.
Türk insanı olarak, daha 1990 körfez savaşının
verdiği sıkıntı ve zararları gideremeden tekrar bölgemizde savaş
bulutlarını dolaştırmaya başlamışlardır.
Bu savaş bulutlarının serpiştirmeye başladığı
ateş şerhaları, ülkemize de düşme ihtimali göstermeye başlamıştır.
Bölgemizde çıkabilecek bir savaşın, ülkemizin
çıkarlarına olmayacağı konusunda öyle sanıyorum ki herkes hem
fikirdir.
Böyle kasıtlı ve anlamsız bir savaşın meydana
gelmesi, hem bölgemiz ve hem de ülkemizin çıkarlarına olmayacağı
kesindir.
Bütün bunlara rağmen bizi böyle bir ateş
çemberi içine itmek için, Mesut Barzani ve Celâl Talabani’ye bir
Kürt devleti bile ilan ettirebilirler.
Pek yakında dünyanın çeşitli bölgelerinde belli
bazı kritik hedeflere, faili meçhul, bombalama ve suikastlar
düzenleyerek kamu oyu ve delil oluşturmaya başlayabilirler.
Bu arada özellikle İngiliz oyunları konusunda
ülkemizin çok dikkatli olması gerekir.
Bütün dünya ülkelerinde baş gösteren savaşa
hayır(no war) miting ve gösterileri de gösteriyor ki, insanlık
hangi sebeple olursa olsun artık savaş istemiyor.
Orta Doğuda savaş çıkarmaya çalışan ABD’ye
dünya kamu oyu destek vermediği gibi, büyük gösterilerle karşı da
çıkmaktadır.
İnsanlık artık kan ve gözyaşı görmekten nefret
ediyor.
Her milletten, her dinden ve her renkten
insanlar, silaha ve savaşa harcanan kaynakların insanlığın refah
ve mutluluğu için harcanması için haykırıyor.
Bütün insanların ortak dileği olan bu sese,
dünyayı yönetenlerin kulak vermesi gerekir.
Dünya insanlığı bu gün, adalet istiyor,
hürriyet istiyor, gelişme istiyor, mutluluk istiyor, aş istiyor,
iş istiyor ve kardeşçe yaşamak istiyor.
Bırakın Savaşı, savaş bulutlarını bile görmek
istemiyor.
<==Anasayfa