ŞEHİRLERİN KİMLİĞİ
İSMAİL SARIÇAY
E-Posta: isaricay@gmail.com
Başlığa bakıp da şehirlerin kimliği olur mu demeyin.
Bal gibi olur.
Şehirlerin hem kimliği vardır hem de ruhları.
Şehirler, oluşan bu kimlik ve ruhla hatırlanırlar.
Kimlikli şehrin adı anıldığında hemen insanların kafasında bir imaj oluşur.
Görmeseniz de bilmeseniz de o imajla şehri tanırsınız.
Kimliksiz şehirler kimliksiz insanlar gibidir.
Şehirlerin kimliğini;
Şehirlerin fiziksel görüntüsü.
Oluşturduğu psikolojik hava.
Ürettiği ve damgasını vurduğu marka mal ve hizmetler.
Tarihi ve güncel sanat eserleri.
İnsanların yaşam tarzları.
İnsanlar arası ilişkiler.
Yabancılara karşı davranışlar vb.
Bunların hepsi şehir kimliklerinin oluşmasında etkili olan faktörlerdir.
Şehirlerin kimlik ve ruhlarını içinde yaşayan insanlar oluştururlar.
Şehri düzenleyenler, şehre o kimlik ve ruh yapısına göre şekil verirler.
İlgili şehirle ilgili yasa ve kurallara herkes severek uyar.
Kimliği ne olursa olsun kimseye ayrıcalık tanınmaz.
Dünyada bazı şehirlerin adını duyduğunuzda kafanızda bir fotoğraf oluşur.
Örneğin Paris dendiğinde hemen zihninizde bir şeyler şekillenir.
Nedir onlar?
Eyfel(Eiffel) kulesi, meydanları ve kendine has tarihi yapıları ve kilise görüntüleri.
Kendine has mimari yapısı vb.
Roma dendiğinde gözünüzün önüne o mükemmel tarihi bina ve sanat eserlerini hatırlarsınız.
Venedik dediğinizde kanallarla süslü bir şehir aklınıza gelir.
Moskova’dan söz edildiğinde kızıl meydanı, çevresindeki yapılar ve planlı mahalle ve sokakları aklınıza takılır.
Türkiye de İstanbul, Konya, Kayseri, Erzurum vb. gibi birkaç şehir dışında adı anıldığında kafanızda imaj oluşturan fazla bir şehir yoktur.
Ancak İstanbul’un kimliğini ve ruhunu gece kondu mahalleriyle ve birçok olumsuz olaylarla zaten bozduğumuzu da unutmayalım.
Peki, Ankara, Ağrı, Samsun, Balıkesir vb. dendiğinde beynimizde hangi kimlikte ve ruhta şehir imajları oluşuyor hiç düşündünüz mü?
Şehirde yaşayan insanların örnek medeni İlişkileri mi?
Parkları bahçeleri mi?
Tarihi meydanları mı?
Türk mimarisine has özellikleri mi?
Planlı projeli yolları ve sokakları mı?
Kendine has mahalle, sokak ve semt planları mı?
Sanat eserleri ve bilimsel çalışmaları mı?
Markalaşmış ürünleri mi?
Gelen bir yabancı işte burası Türk şehridir diyebilecek durumda mı?
Hangi şehrimizin Türk kültür ve medeniyetine uyan kimliği var?
Özellikle yeni gelişen şehirlerimizin kendine has kimlikten ve ruhtan çok çok uzak olduğunu görüyoruz.
Şehirlerimizi kurarken ve geliştirirken onlara kimlik kazandıracak maddi ve manevi bütün değerleri düşünerek planlamak ve uygulamak gerekiyor.
İşte o zaman kendine has kimlikli şehirler oluşturabiliriz.
25.05.2009