UTANÇ UÇAKLARI

 

SİLAHSIZLANDIRMA

                     İsmail SARIÇAY                                                                                     05.09.2006

                                     e-posta: isaricay@gmail.com

Bugün TBMM’de Lübnan’a asker göndermeyle ilgili teskerenin oylanması bekleniyor.

Büyük bir ihtimalle bu teskere sorunsuz kabul edileceğe benziyor.

Birkaç gündür Türkiye’nin Lübnan’a asker gönderip göndermemesi konusu çeşitli kesim ve platformlarda hararetli bir şekilde tartışılmaktadır.

Bir kısım kesimler asker göndermeye şiddetle karşı çıkarken, bir kısım kesimlerde bundan kaçmanın ülke çıkarları açısından mümkün olmadığını ifade ediyorlar.

Her iki görüşünde haklı olduğu yanlar, olmadığı yanlar var elbette.

Üzerinde en çok tartışılan konu ise Lübnan’a gönderilmeye başlanan BM barış gücünün Lübnan Hizbullah’ını silahsızlandırma yoluna gideceğini, bununda çatışmalara neden olabileceğini, böylece Türk askerinin de buna katılarak büyük risk alacağını ifade etmektedirler.

Bu görüşü savunanlar haksız da değillerdir. BM barış gücü adı altında görev yapacak çok uluslu güç bu yola başvurmaya kalkarsa çatışmaların çıkması kaçınılmazdır.

Ancak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Türk askerinden Hizbullah'ın silahsızlandırılmasına yönelik talep geldiği anda Hükümet olarak askeri geri çekeceklerini'' bildirdi.

Bu hem halkımızın endişelerini azaltma, hem de BM gücünde yer alanlar için bir uyarı niteliği taşıması bakımından önemlidir.

Savaşan iki taraftan birinin silahlarını toplayıp diğerine dokunmamak hem ahlaki değildir hem de büyük bir adaletsizliktir.

Saldıran tarafın değil de saldırıya uğrayan tarafın silahlarının toplanmak istenmesi açıkça taraf olma anlamını da ifade etmektedir.

Bu durum ise barışa hizmet değil savaşa hizmet anlamına gelir.

Çünkü bu gün Lübnan Hizbullah’ı denilen milis güçleri, Lübnan’ın işgaline karşı direnme gücü oluşturan en etkili silahlı güçlerden biri haline gelmiştir.

Lübnan Hizbullah’ı hâlihazırda ülke yönetiminde söz sahibidir. Yani hükümetin ortağıdır.

Dolayısıyla bu direniş örgütü aynı zamanda Lübnan’ın savunma birliklerini de oluşturmaktadır.

Bu güç yenilmez bilinen İsrail ordusunu ve saldırılarını durdurabilmiş ve İsrail’i Lübnan topraklarından ağır zayiatlar vererek çekilmek zorunda bırakmıştır.

Bunun üzerine İsrail dünyada etkili olduğu bütün alanlardaki güçlerini harekete geçirerek, alt edemediği Lübnan’daki direnişi, BM adı altında alt etmeye çalışmaktadır.

Eğer BM Ortadoğu’da bir silahtan arındırma işi yapacaksa, başta altmış yıldır komşularına fütursuzca saldıran İsrail’in silahsızlandırılmasıyla başlamalıdır bu işe.

Ortadoğu’da meydana gelen hemen hemen bütün çatışmaların ve savaşların kaynağında tüm dünya kamu oyununda kabul ettiği gibi İsrail vardır.

Bu güne kadar saldırmadığı komşusu kalmamıştır. Birçok komşusunun topraklarını işgal etmiş, çok büyük katliamlar ve yıkımlar yapmış, işgal ettiği komşu ülkelerin topraklarını hala daha işgal altında bulundurmaktadır.

Aslında Ortadoğu’da barışı sağlamanın yolu gayet basittir.

Yapılacak tek şey İsrail’in işgal ettiği topraklardan şartsız ve hemen çekilmesidir.

Tabi İsrail bölgesinde barış ve huzur içinde yaşamak istiyorsa.

 O zaman görülecektir ki, Ortadoğu kökenli birçok terör hareketi kendiliğinden yok olacaktır.

Çünkü terör yapmak için bahane ya da alt yapı kalmayacaktır.

Bu gün dünyada adından söz ettiren bütün Ortadoğu kökenli terör hareketlerinin temelinde İsrail’in saldırganlığı ve işgal altında tuttuğu topraklar vardır.

Eğer BM orta doğuda barışı gerçekten sağlamak istiyorsa, İsrail aleyhine aldığı çok sayıdaki kararın uygulanmasıyla işe başlamalıdır.

O zaman görülecektir ki, hem bundan sonra İsrail’in başta Filistin, Lübnan vb. ülkelere saldırılarını frenlemiş olacaktır, hem dünya kamuoyunun arzularını yerine getirecek hem de güvenirliliğini artırmış olacaktır.  

Yoksa kimse yakın gelecekte orta doğuda çatışmaların, savaşların, acıların, katliamların, yıkımların önüne geçemeyecektir.

Hatta orta doğudaki bu huzursuzluklar, ileride bütün dünyayı içine alabilecek büyük bir yangının ve nükleer savaşın altyapılarını da oluşturma istidadındadır.

Anasayfa