Ülkelerin huzur ve
güveni, kalkınıp gelişmesi, güzelleşip zenginleşmesi, dünya ile her alanda
rekabet edebilmesi için, ülke insanlarının, ülke yarına yaptıkları düşünce ve
fikir üretimi, çalışma azmi ve birliktelik ruhu ile sağlanır.
Ülke içinde birliktelik
yoksa herkes birbirinin aleyhine faaliyet gösteriyorsa, orada ne huzur, ne
güven, nede barış olur.
Bunların olmadığı yerde
adaletsizlik, cinayet, sabotaj, suikast, çetecilik, hırsızlık, arsızlık,
hortumculuk, dolandırıcılık, uyuşturucu madde kullanımı, kapkaç, açlık,
sefalet vb. her türlü olumsuzlukların yaşanması kaçınılmazdır.
Halkımız arasına kin
tohumları saçmak, kamplara ayırmak, hangi nedenlerle olursa olsun birbirine
düşürmek ülkemize yapılabilecek en büyük kötülüktür.
Bunu halkımızda affetmez,
tarihte affetmeyecektir.
Kendi çıkarlarımız için
halkın hassas noktalarını istismar ederek, onun üzerinden nemalanmak, ne
medeniyete ne demokrasiye nede insanlığın ortak değerlerine sığar.
Hele hele meydana
getirilen kargaşa ortamında ya da oluşturulan anaforda herhangi bir canın
kaybolmasının sorumluluğunu kimse taşıyamaz.
Son zamanlarda meydana
gelen olaylarda ve ortaya çıkan yapılanmalarda görülüyor ki, Türk insanına
yine karanlık tuzaklar hazırlanıyor.
Yıllardan beri defalarca
gördük ve yaşadık.
Kimi zaman sağcı-solcu,
kimi zaman Komünist-Faşist, kimi zaman Türk-Kürt, kimi zaman Sünni-Alevi,
kimi zaman dinli-dinsiz, kimi zamanda Laik-Anti Laik gibi bahanelerle
halkımızı birbirine düşürmeye çalışmışlar ve hala çalışmaktadırlar.
Bu gerginlik ortamlarında
da tanınmış kişiliklere suikastlar yapılarak kan davası oluşturulmaya
çalışılmış ve çalışılmaktadır.
İşin vahim tarafı ise
halkımıza karşı kurulan bu kalleşçe tuzakları kuranlar maalesef deşifre
edilememiştir.
Her defasında yapanların
yanına kâr kalmıştır.
Hiç olmazsa bu defa
Yargıtay üyelerine yapılan son saldırının faili suçüstü yakalanmıştır.
Bu büyük bir fırsattır.
Buradan hareketle ne
yapılıp edilip, halkımızın birlik ve bütünlüğüne, barış ve huzuruna
kastedenler bu defa detaylarıyla ortaya çıkarılmalıdır.
1970 yıllardan beri
yaşadığımız kardeşi kardeşe vurdurma taktiklerini bu sefer akamete uğratalım.
Başta Danıştay’a yapılan
menfur saldırının arkasında kim ve kimler varsa, şüpheye mahal bırakmayacak
şekilde ortaya çıkaralım.
Bunları ortaya çıkarmak
ülke hayrına yapılabilecek en büyük iş olacaktır.
Çünkü biz Türk milleti
olarak binlerce değerli insanımızı bu tip tuzak, kargaşa ve gerginlik
ortamlarında yitirdik.
Aksi takdirde her zaman
olduğu gibi tarih tekerrür ettirilerek, birçok değerli vatan evladını çeşitli
suikastlarla kaybetmeye devam ederiz.
Hiç kimse bana dokunmayan
yılan bin yaşasın dememeli.
Yarın bizlere olmasa bile
gelecekte aynı acıların yakınlarımıza olmayacağını hiç kimse garanti edemez.
Kimin üzerine ne görev
düşüyorsa, halkımız ve ülkemiz hayrına bu görevi layıkıyla yerine
getirmelidir.
Türk halkına kin, nefret,
düşmanlık değil, barış, huzur ve kardeşlik iklimi yakışıyor.
<==Anasayfa