ÜNİVERSİTE GENÇLİĞİ KAVGA DEĞİL BİLİM PEŞİNDE KOŞMALIDIR
İSMAİL SARIÇAY
E-posta: isaricay@gmail.com
Geçen hafta televizyonlardan üzülerek izlediğimiz, İstanbul Yıldız Teknik üniversitesinde meydana gelen olaylar, bizlere 1980 öncesi olayları hatırlattı tekrar.
1980 öncesinde meydana gelen o korkunç olaylarda, beş bin dolaylarında gencimiz maalesef hayatını kaybetti.
O günleri hatırlayanlar bilir. Üniversitelerimiz eğitim öğretim alanları yerine, kavga alanları haline gelmiş yada getirilmişti.
Üniversiteler, özgürce fikirlerin tartışıldığı yerler olacağı yerde, kanlı bıçaklı meydan savaşlarının yapıldığı mekanlar haline dönüştürülmüştü adeta.
Bütün bunlara rağmen, ne acıdır ki, o acılı günlerin üzerinden yirmi yıldan fazla geçmesine karşılık, izlediğimiz bugünkü görüntüler, hala birbirimizle oturup medeni ölçüler içinde fikir tartışması yapamıyor ve konuşamıyoruz demek ki.
Anlaşılan bir türlü terk edemiyoruz, sen bucusun, ben bucuyu mu.
Televizyonlardan izlediğimiz kadarıyla, insanın kanını donduran o görüntülerde, Ellerde sopa, balta, satır, demir çubuklar, zincirler vb.
Pes doğrusu.
Demek ki 1980 öncesi yıllardan hala ders almamışız.
Bu millet o günleri tekrar görmek ve yaşamak istemiyor. Artık 2000’li yılların gençliği, artık hiç kimsenin oyununa gelmemelidir.
Unutulmamalıdır ki, fikirlerin serbestçe tartışılamadığı ve korkunun hakim olduğu yerlerde her zaman kaba kuvvet devreye girer.
Topluma her bakımdan öncülük yapacak, yarının ülke yöneticileri olmaya namzet gençler.
Toplumumuzun temel maddi ve manevi değerlerine sahip çıkarak, onlara yeni değerler ekleyecek olan sizlersiniz.
Artık kavga ve gürültüyle problemlerimizin halledilemediğini herkesin anlaması lazım.
Gelişmiş ülkelere şöyle bir bakalım. Hiç birisinin üniversitelerinde bir birinin gırtlağına sarılan birileri yok.
Herkes yeni bir şeyler üretmenin ve yeni bir şeyler bulmanın peşinde. Ülkesinin daha da gelişmesi ve vatandaşının refahını nasıl artırırımın derdinde.
Üniversiteler kavga yeri değil, fikir ve düşünce üretme yeri olmalıdır. Bir birini engelleme yeri değil, başarıda rekabet yeri olmalıdır.
Üniversite ortamları, düşünen, düşündüğünü korkusuzca söyleyebilen insanların bulunduğu yerler olmalıdır.
Geri kalmış bütün ülkelere baktığımızda hepsinin ortak özelliği, korku, fikir ve düşünce üretme yoksunluğudur.
Çünkü herkes bir şeylerden korkarak, serbestçe fikir ve düşüncelerini ifade edememektedirler.
Böyle olunca da dünya çapında fikir ve düşünce adamları yetiştirememektedirler.
Fikir ve düşünce adamı yetişmeyince de, toplumların problemlerine çözüm bulacak, önder insanlarda çıkmamaktadır.
Herkes bilmelidir ki, en güzel gelişmeler ve doğrular, aykırı fikirlerin olduğu yerlerde yeşerir.
Demokrasinin ve medeniyetin temel ölçüsü, herkesin birbirine tahammül etmesidir.
Biz nasıl ki kendi fikir ve düşüncelerimize saygı duyulmasını istiyorsak, bizde başkalarının fikir ve düşüncelerine saygı duymamız gerekir.
Bir birimizden ne kadar aykırı düşünürsek düşünelim, ne kadarda birbirine karşı gibi görünen gruplarda yer alırsak alalım, medeni ölçüler çerçevesinde konuşup tartışabilmeliyiz.
Milyonları aşan gençlerin arasından seçilerek buralara gelen Üniversite gençliği olarak sizler, her zaman bilim ve teknoloji üretip geliştirme ve yeni buluşlar peşinde olmalıdır.
Kavga değil. 13.05.2003