YALAN ÜZERİNE  BİNA OLMAZ

İSMAİL SARIÇAY

E-posta: isaricay@gmail.com                                                       

            Son zamanlarda iyice ortaya çıkmaya başladı ki, Irak savaşı yalanlar üzerine kurulan bir senaryonun eseridir.

           Bunları bizler değil, bilakis ABD yetkilileri ve medyası söylüyor. Irak’a saldırmak ve işgal etmek için söylenenlerin hepsinin yalandan ibaret olduğu ortaya çıkmaya başladı.

 Yıllardan beri yalan üzerine kurulan savaş senaryosu, bütün dünyanın gözü önünde yapıldı ve uygulandı. Bir çok dünya ülkesi  ve kamu oyu da bunu yuttu.

Peki nedir bu yalanlar?

Tabi ki ABD’nin Ortadoğu’ya yerleşmek için Irak üzerinden ürettiği yalanlı propaganda, savaş planları ve uygulamasıdır.

. Öyle anlaşılıyor ki, Irak’ta bulunduğu iddia edilen, kitle imha silahları ve Nükleer silah geliştirme programları hep yalan üzerine kurulmuştur söylediklerine göre.

Bütün bu yalanları ve  saldırı planlarını,  dünya kamu oyu ve devletleri   çok geçmeden, öğrendi.

ABD yetkililerinin ve medyasının,  çeşitli açıklamalarıyla savaş öncesi söylenenlerin,  aslının olmadığı  anlaşıldı.

Olan Irak halkına oldu. Binlerce insan hayatını kaybetti, 0nbinlercesi yaralandı. Yüz binlercesi de işsiz ve aşsız kaldı.

Bakalım ABD ve İngiltere, yalanla, dolanla, haksız ve hukuksuz olarak çıkardıkları, bu savaş sonuçlarının altından nasıl kalkacaklar?

Irak halkına özgürlük vaat edenler, sefalet ve karmaşa getirdi. Bunun sonucu olarak da,  ABD ve İngiltere, her gün birkaç askerini kaybederek, karşılığını çok pahalıya ödemeye başladı. Daha da çok ödeyeceğe benziyor.

Atalarımız ne  söylemişler. “Yalan üzerine bina olmaz”.

Görülmektedir ki, Irak’ta yalan üzerine kurulmaya çalışılan özgürlük ve kurtuluş vaatleri, iki ay bile geçmeden çökmeyle karşı karşıya kalmış, altında da vaatleri yapanlar kalmaya başlamıştır.

Her gün çeşitli saldırılar karşısında birkaç tane askerini kaybedenler, ne yapacaklarını bilemediklerinden şaşkındırlar. Özgürleştirmeye ve zenginleştirmeye gelenler, mevcutları da Irak halkının elinden almışlardır.

 Bunlara karşı Irak halkında meydana gelen güvensizlik ve hoşnutsuzluk, işgal güçlerinin işlerini yavaş yavaş çıkmaza sürüklemektedir.

İşgalci güçler bu durum karşısında, dost ve müttefiklerine sataşmaya kadar varan densiz hareketlerde bulunmaya başlamışlardır.

İşte bunun neticesi, geçtiğimiz  4 temmuz 2003 Cuma günü, Türk halkında büyük nefret uyandıran  bir olay oldu.

 Türk irtibat bürosunun kapısını çalan ABD askerlerine,  asil Türk askerinin bir dosta ve müttefike nasıl davranılması gerekiyorsa, o davranış örneğini sergilemiştir. Kapıları arkasına kadar açmıştır. Onları bir misafir gibi karşılamıştır.

 Ancak bunun karşılığı  ABD askerleri, Türk irtibat bürosuna baskın düzenlemişler ve askerlerimizi tutuklamışlardır.

Yapılan bu hareket mide bulandırıcı  ve utanç vericidir.

ABD askerleri tarafından, Türk askerlerine yapılan bu davranış, ne dostluğa, ne de müttefikliğe sığmadığı gibi düşmanca bir tavırdır.

Ne demek dost ve müttefik bildiğin askerlere baskın düzenlemek ve başına çuval geçirmek?

Efendim Türk istihbarat timlerinin Türkmenleri silahlandırdığı ve Kerkük valisine suikast düzenleyecekleri ihbarını almışlar.

Bunlarda yalan. Utanın utanın.

Öyle anlaşılıyor ki, bütün bu söyledikleriniz de yalan üzerine kurulu.

Yalan üzerine savaşlar bile çıkarılıyorsa, böyle olaylar için hayli hayli yalan istihbaratlar da üretilir.

 Söylemesi bizden. Yalan üzerine bina kurulamadığı gibi, hâkimiyette kurulamaz.

15.07.2003