YENİ BULUŞ VE DEĞERLER

İSMAİL SARIÇAY

E-posta: isaricay@gmail.com                                                         

                Yeni buluşlar söz konusu olduğunda hep duyarız. Türkiye’de, filan yerde birisi bir icat yapmış. Fakat hemen delidir diye hapse atıp cezalandırmışlar diye.

Dünyada ilk uçuşu gerçekleştiren Hazarfen Ahmet çelebi içinde bunları duymuşuzdur.

Ne denmiştir.

Ahmet çelebi Galata kulesinden uçuş yaptıktan hemen sonra, bu adam  delidir diye hapse atılarak cezalandırılmıştır.  Söyleneler gerçek mi değil mi bilemiyoruz. Fakat yazılıp çizilen ve anlatılanlar böyledir.

Fakat bildiğimiz bir şey var ki, bu çeşit buluş iddiasında bulunan vatandaşlarımızın iddialarını hiç dikkate almadığımızdır.

Bunların başında yakın tarihlerde yaşadığımız Zakkumcu doktor da denilen Ziya Özel’in zakkum bitkisinden, kansere çare bulduğuna dair iddialarını örnek verebiliriz. Bu iddiaları hiçbir kurum ve kuruluş dikkate almamıştır.

İşin tuhaf tarafı ise bu iddiayı dile getiren doktoru, insanlık düşmanı, şarlatan, ağır ceza ile cezalandırılması gereken biri diye kamu oyuna lanse etmişizdir.

 !990’lı yılların ortalarında ibretle izlediğimiz televizyon tartışmalarında, adeta doktor vatandaşımız kamu oyu önünde linç edilmeye kalkışılmıştır.

Hem de hiçbir araştırma ve inceleme yapmadan, peşin hükümle. Buluş iddiaları,  incelenmeye bile değer bulunmamıştır. Neden mi? buluşun bir yabancı dergide yayınlanmamış olmasından.

O günleri ve yapılan tartışmaları hatırlayanlar bilir. Reddin altındaki temel nedenin şu olduğu iddia edilmişti. O tarihlerde yayınlanan çeşitli basın ve yayın organlarında da yazıldığı gibi, nasıl olurda  sıradan bir doktor, bilim adamlarının   bulamadığı  bir ilacı   bulur.

Ziya Özel’e, Hazerfen Ahmet çelebiye uygulandığı söylenenin bir benzeri uygulanmıştı adeta.

Hem de kendilerinin anlı şanlı bilim adamı olduğunu söylenenlerce yapılmıştır bütün bunlar.

Ne olurdu sanki o vatandaşımızın iddiaları dikkate alınıp değerlendirilseydi.

Geçtiğimiz günlerde medyadan öğrendiğimize göre, Ziya Özel, Amerika Birleşik Devletlerinde çalışmalarına devam etmiş ve bulduğu kanser tedavisinde kullanılan ilaç patentine imza atmış.

Bütün bunlar tabi ki insanı üzüyor. Şu fakir milletin önünü açacak, ülkemize trilyonlarla ifade edilebilecek değerleri ve dövizleri kazandıracak, bu tip buluş  yapanlara niçin sahip çıkılmıyor?

Bu tip iddiada bulunan insanlara yapılacak olanları şöyle sıralamak mümkündür.

Benzer iddialarda bulunan insanları her şeyden önce dinlemek ve anlamak lazım. Böyle buluş  kabiliyetine sahip olan insanlara gerekli maddi ve manevi  destek verilmelidir..

Bulan ve üreten insanlara, her türlü olanaklar kullanılarak, ellerinden tutup projelerini gerçekleştirebilecek ortamlar sağlanmalıdır.

Buluş yapan vatandaşlarımıza kayda değer ödüller verilerek, bu tip buluş yapacaklar  teşvik edilmelidir.

Ülke çapında buluşlarla ilgili bir vakıf kurularak, bütün buluşların burada toplanarak, bir arşivi oluşturulmalıdır.

Böylece ülke çapında gerçekleştirilen büyük, küçük, bütün buluş, teknik ve yöntemler tek merkezde toplanmış olacaktır.

Toplanan bu veriler ilgili bilim adamı ve teknisyenler tarafından değerlendirilip mutlaka bir sonuca bağlanmalıdır.

Vatandaşlarımızda kendi buluşlarının dikkate alındığını gördüğünde, görülecektir ki  yeni buluşlar sıraya girecek ve ülkemizden de dünya çapında dehalar yetişmeye başlayacaktır.

Her gün şahit olduğumuz üzere, ya bir Japon yada bir Avrupa’lı, yeni yeni yöntem ve buluşlar gerçekleştirmiş olmasın.

Niye bizim vatandaşlarımız arasından da böyle insanlar çıkmasın.

 Nihayet batılı ülkelerin sağladığı olanaklarla, oralarda çalışan bir çok vatandaşımız, bulundukları ülkelerde bir çok yeniliklere imza atmaktadırlar. Onların ekonomilerine böylece büyük katkılar sağlamaktadırlar.

Bu gelişmeleri sağlayanlar niçin  Anadolu topraklarından yeşermesin?

Ülkelerin ve dünyanın geleceğine yön verenler, her zaman yeni buluş, teknik ve yöntemleri geliştiren ve bunları ekonomilerine  kazandırıp, ülkelerinin zenginliğine, refah ve mutluluğuna katkıda bulunan insanların çokluğuna bağlıdır.

Dolayısıyla geleceğe hükmedenler, yeni buluşlarla ve yeni değerlerle ülkelerinin zenginliğine zenginlik katan toplumlarındır.

07.10.2003